Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği ve hukuk düzeni tarafından korunmayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının üç ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu-
"Davalı borçlunun üzerine kayıtlı taşınmazlarını mal kaçırma amaçlı davalı 3. kişiye, 3. kişinin de de şufa davası yolu ile 4. kişiye sattığı” belirtilerek açılan davanın, niteliği itibariyle, (TBK mad. 18) muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu-
Alacağın haricen tahsil edilmesi nedeniyle iptal davasından feragat edilmesi halinde, mahkemece, tarafların delillerinin toplanması, yasa maddelerinde düzenlenen iptal şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun değerlendirilmesi, davanın açılmasına davalı tarafın neden olup olmadığının irdelenmesi ondan sonra İİK.nun 281/son maddesi göz önünde bulundurularak hasıl olacak sonuca göre yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin bir karar verilmesi gerekeceği-
Usulsüz yapılan tebliğ mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacağından muhatabın tebliği öğrendiğini beyan etmesi ve tebliğden yeni haberdar olduğunu bildirerek bu işlemin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekeceği-
Davacının davasını özellikle BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekeceği-
Şikayetçi takibin tarafı olmayan üçüncü kişi konumunda olup, yapılan haciz işlemine ilişkin olarak, icra memurunca yapılan işlemleri şikayet ettiğinden mahkemenin başvuruyu istihkak prosedürüne göre çözmesi gerekirken şikayetin genel mahkemede çözüleceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar vermesinin isabetsiz olduğu-
Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad.33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-
“Gecikmiş itiraz”da, “tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş bulunması” söz konusu olduğu halde, “usulsüz tebligat” da, “tebligatın muhatabına usulüne uygun olarak yapılmamış olması”nın gerekeceği-