Hukuki tavsif hakime ait kuralı dikkate alındığında borçluların İcra Mahkemesi'ne yaptıkları başvurusu, İİK'nun 134. maddesi kapsamında ihalenin feshi istemi olup, ihalenin feshi istemine ilişkin şikayetin yetkili mahkemeye yapılıp yapılmadığının değerlendirildikten sonra, ihalenin feshi istemine ilişkin ileri sürülen şikayet nedenlerinin ve re’sen dikkate alınması gereken fesih nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İpoteğe ilişkin işlem davacının rızası alınmaksızın tesis edildiğinden tasarrufun iptali, ipotek sebebi ile icra müdürlüğü tarafından yapılan satış islemlerinin iptali, eski hale iadesi ile tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talebine ilişkin davalarda görevli mahkemenin, aile mahkemesi olduğu-Aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz, davanın açılmasından sonra ihale ile satıldığından, davanın konusu kalmadığından "karar verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi gerekeceği-
Maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamanın tarafların, hukuki vasıflandırmanın hakimin görevi olduğu (HMK. mad. 33)- Borçlusu hakkında yaptığı icra takibinde, üçüncü şahıs olan davalı arsa sahiplerinin birinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazın doğru olmadığını ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi davasında arsa sahiplerinin imalat bedeli nedeniyle takip borçlusuna borçlu oldukları iddiasıyla tazminat istemiyle açılan davanın İİK. mad.89/IV'de yer alan tazminat davası niteliğinde olduğu ve bu dava icra mahkemesince görüleceğinden, asliye hukuk mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği (HMK. mad 114/1-c; 115/2)-
Şikayetçi üçüncü kişi banka tarafından icra müdürlüğüne verilen dilekçe ile haczedilen hisselerin üzerinde rehin hakları olduğunun kabulünün talep edildiği, icra müdürlüğünce, ibraz edilen belgelerden rehnin varlığının anlaşılamadığı gerekçesi ile şikayetçinin talebinin reddedildiği, bunun üzerine şikayetçinin icra müdürlüğünün anılan kararının iptali ile hisseler üzerinde rehin hakkının mevcudiyetine karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşıldığında, takip dosyasında borçlu sıfatının bulunmayan üçüncü kişi bakanın mahcuzlar üzerinde rehin hakkı olduğunu ileri sürmek suretiyle istihkak iddiasında bulunduğu sonucuna varılarak (HMK. mad. 33), mahkemece, eksik harç tamamlattırılıp taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların iddia ve savunmaları tesbit edilip varsa delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili talebini içeren davalarda sulh hukuk mahkemelerinin görevli bulunduğu, terekesi borca batık olan bir miras bırakanın mirasçısının süresinde gerçek red hakkını kullanabileceği-
Haczin yapıldığı tarih ............. tarihi olup, bu tarihin iflas erteleme davası içinde verilen ihtiyati tedbir kararından sonraki tarihe isabet etmekte ve bu süre içinde kaldığı, bu doğrultuda, haciz tarihi itibariyle borçlunun (davacının) mallarının haczinin mümkün olmadığı, anılan nedenlerle temyize konu davada haczin kaldırılmasına ilişkin karar vermek gerekirken, talep istihkak davası olarak nitelendirilip bu yönde araştırmaya gidilerek yazılı gerekçeyle davanın reddinin doğru olmadığı-
Davacının sürekli işgöremezlik oranının tespiti yönünden yüksek sağlık kurulu ile adli tıp ihtisas dairesinin raporları arasındaki çelişkinin adli tıp genel kurulunca giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz etmiş olup, bu hali ile, akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden TBK’nun 89. (BK.nun 73.) maddesinin uygulanması imkanının bulunmadığı, bu durumda, alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapamayacağı- Hakimin taraflarca ileri sürülen maddi vakıalar ile bağlı ise de, hukuki nitelendirmeleri ile bağlı olmadığı-
Davacının davasını, özellikle BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açtığını bildirdiği ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. (yeni TBK.'nun 19.) maddesi maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirileceği ve iptal kararı verilmesi halinde ise İİK.nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması gerekeceği-
Dava dilekçesi ile yargılama sırasındaki açıklamalardan davanın muvazaaya dayalı temliki tasarrufun iptali, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin iadesi isteğine ilişkin olduğu anlaşıldmışsa da, davacı tarafça evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazdan kaynaklanan tasfiye alacağı ya da mal rejiminin tasfiyesi yönünden bir açıklama bulunmadığından, mahkemece taşınmazın alındığı dönem dikkate alınarak dava ve talebin niteliğinin davacı taraftan sorularak açıklığa kavuşturulması, davanın muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin istenilmesi niteliğinde ise, (TBK. mad. 19) genel mahkemeler görevli olduğundan dava dosyasının görevsizlik kararı verilerek görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesi, talep; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan  katılma alacağı  ve katılma alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla muvazaalı olarak yapılan temliki tasarrufun iptali niteliğinde ise  bu konuda genel mahkemeler görevli olduğundan temliki tasarrufun iptaline ilişkin davanın katılma alacağı davasından tefrik  edilerek görevsizlik kararı verilmek suretiyle gelen mahkemeye gönderilmesi, katılma alacağı yönünden ise mevcut deliller değerlendirilerek  elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Her ne kadar dava Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılmış ve Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek Aile Mahkemesi'ne gönderilmiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiş ise de, görevsizlik kararı taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, Aile Mahkemesi tarafından yeniden görevsizlik kararı verilebileceği-