Davacının davasını özellikle BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekeceği-
Şikayetçi takibin tarafı olmayan üçüncü kişi konumunda olup, yapılan haciz işlemine ilişkin olarak, icra memurunca yapılan işlemleri şikayet ettiğinden mahkemenin başvuruyu istihkak prosedürüne göre çözmesi gerekirken şikayetin genel mahkemede çözüleceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar vermesinin isabetsiz olduğu-
Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad.33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-
“Gecikmiş itiraz”da, “tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş bulunması” söz konusu olduğu halde, “usulsüz tebligat” da, “tebligatın muhatabına usulüne uygun olarak yapılmamış olması”nın gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; husumeti tereke alacaklılarına yöneltmek, gösterdikleri takdirde delillerini toplamak, davanın değerini ve mahkemenin görevli olup olmadığını belirlemek, ulaşılacak sonuç uyarınca karar vermekten ibaret olduğu-
Kişide "cinsel kimlik bozukluğu, cinsel yönden kadınlara ilgi duyan" tanısı konulduğundan, bu haliyle Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca transseksüel yapıda olduğu, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu bulunduğu, üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olduğu, tıbben uygun bir cinsiyet değiştirme operasyonu gerçekleştiğine karar verildiğinden, mahkemece cinsiyet değişikliğine izin istemi hakkında bir karar vermek gerekeceği-
Olayları açıklamanın taraflara, hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu; tarafların göstermiş oldukları delillerin toplanılarak bu taşınmaza yönelik alacak istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı -
Tasarrufun iptali davasının "borçlunun, alacaklısını zarara uğratmak kasdıyla malvarlığından çıkarmış olduğu mal ve hakların veya bunların yerine geçen değerlerin, tasarrutan zarar gören alacaklının alacağını elde etmesi amacıyla dava açarak tekrar borçlunun malvarlığına geçmesini sağlayan" bir dava olduğu–