Kadının maddi tazminata faiz yürütülmesi ve yoksulluk nafakası istemleri hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; husumeti tereke alacaklılarına yöneltmek, gösterdikleri takdirde delillerini toplamak, davanın değerini ve mahkemenin görevli olup olmadığını belirlemek, ulaşılacak sonuç uyarınca karar vermekten ibaret olduğu-
Kişide "cinsel kimlik bozukluğu, cinsel yönden kadınlara ilgi duyan" tanısı konulduğundan, bu haliyle Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca transseksüel yapıda olduğu, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu bulunduğu, üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olduğu, tıbben uygun bir cinsiyet değiştirme operasyonu gerçekleştiğine karar verildiğinden, mahkemece cinsiyet değişikliğine izin istemi hakkında bir karar vermek gerekeceği-
Olayları açıklamanın taraflara, hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu; tarafların göstermiş oldukları delillerin toplanılarak bu taşınmaza yönelik alacak istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı -
Tasarrufun iptali davasının "borçlunun, alacaklısını zarara uğratmak kasdıyla malvarlığından çıkarmış olduğu mal ve hakların veya bunların yerine geçen değerlerin, tasarrutan zarar gören alacaklının alacağını elde etmesi amacıyla dava açarak tekrar borçlunun malvarlığına geçmesini sağlayan" bir dava olduğu–
Miras bırakan tarafından sağlığında kendisine verilen paranın bağış olduğunu kabul ettiğine göre davanın "mirasta denkleştirme (iade)" hükümlerine göre incelenmesi gerektiği-
Mirasbırakanın sağlığında karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazadırmaların miras payına mahsuben yapılmış sayılacağı ve mirasbırakan tarafından aksi belirtilmiş olmadıkça kural olarak iadeye tabi olacağı-
Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad.33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-
6183 sayılı Kanun uyarınca açılan iptâl davalarında -İİK. 277 vd. göre açılan iptâl davalarında olduğu gibi- "zorunlu dava arkadaşı" durumunda olan tüm ilgililerin ("borçlu" ve "borçlu ile hukuki işlemde bulunan üçüncü kişiler"in ve bunların mirasçılarının) "davalı" olarak gösterilmesi, eğer gösterilmemişse, bu kişilerin de davaya dahil edilmelerinin sağlanması gerekeceği (6183 sayılı K. mad. 25)-
“Borçlunun danışıklı olarak kayınpederine borçlandığı” ileri sürülerek, kayınpederi tarafından borçlu hakkında yapılmış olan icra takibinin iptalinin istenebileceği (İİK 277 vd.)-