Davalı, davacının verdiği tohumları kendi seralarında ekip, dikilme aşamasına kadar fide haline getirip, fideleri teslim etmeyi, bir bedel karşılığında üstlenmiş olup bu sözleşmenin "satım" sözleşmesi değil, "eser" sözleşmesi niteliğinde olduğu- Eser sözleşmesinde 818 s. BK. mad. 126/b.4 uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği- Teslim ile ayıbın tespit edilip alacağın muaccel olduğu günden, ıslah tarihine kadar beş (5) yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden, ayıplı mal teslimi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davanın zamanaşımı süresinde açılmış olduğu-
Birden fazla alacaklı bulunması ve mahcuzların satışı ile elde edilen paranın alacakların tamamını karşılamaması nedeniyle, İİK.nun 140.maddesi gereğince ilk haczi koyan icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Hukuki açıdan belirsiz olan taleplerin, bu talepleri isteyene açıklattırılması gerektiği-
Ticaret mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararında alacaklının isminin düzeltilmesi nedeniyle ödeme emrinde takip alacaklısı isminin değiştirilerek takibe devam edilmesinin mümkün olmadığı; HMK. mad. 124/1 uyarınca geçerli bir taraf değişikliği olmadan alacaklı düzeltilerek borçlulara karşı takip yapılamayacağı-
İ.lı işleme dayalı olan dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatının, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu, inanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesinin gerekli olduğu-
Tespit davasının eda davasının öncüsü olduğu ve eda davası hangi mahkemenin görevine girer ise; tespit davasının da o mahkemenin görevine gireceği, açılacak eda davası veraset belgesi verilmesine ilişkin olup bu konuda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Davacı haciz ihbarnamesine itirazın doğru olmadığını ileri sürerek tazminat istediğinden davası İİK'nın 89/4. maddesinde ifadesini bulan tazminat davası niteliğinde olacağı, alacaklı 3. şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek tazminat isteyebileceğinden görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olacağı ve görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettikleri-
Davacıların amacı kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri taşınmazlar üzerine muvazaalı icra takibi sonucu konulan hacizlerin kaldırılmasını sağlamak olduğundan, olaylara uygulanacak kanun hükmünü bulmak ve vakıaların hukuki sebebini tayin ederek kanunları kendiliğinden uygulamakla görevli olan hakimin somut olayı değerlendirirken, uygulanacak kanun hükmü olarak davacılar tarafından yapılan bir icra takibi bulunmaması nedeniyle -daha özel nitelikteki- İİK. mad. 277 vd.na göre değil, maddi olguya uygun TBK. mad. 19’e göre inceleme yapması gerekeceği- HMK. mad. 114/h uyarınca, davacıların dava açmakta hukuki yararının olup olmadığının belirlenmesi açısından, davacıların önceden açtıkları tapu iptali ve tescil dava dosyasının sonucunun beklenilmesi gerektiği-
Hukuki tavsifin, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tespitinin hakimin görevine giren bir konu olduğu, bu nedenle başvuru dilekçesinde İİK mad 169/a 'ya dayanılmış olmasının sonuca etkisinin olmadığı -İİK. mad.71 uyarınca ise takibin kesinleşmesinden sonra alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasının her hangi bir süreye tabi olmadığı-