Davacı üçüncü kişi ile borçlu arasındaki boşanmanın, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile danışıklı yapıldığının anlaşılması ve davacının dava konusu eşyalara ilişkin mülkiyet belgesi de sunamamış olması halinde, mahkemece “istihkak davasının reddine” karar verilmesi gerekeceği- Takip işlemlerinin ertelenmiş sayılması için İİK. nun 97/III uyarınca alacaklının muhtemel zararı karşılığında, yasada öngörülen teminatın alınmasının zorunlu olduğu, mahkemece; teminat alınması kararlaştırılmış olmasına rağmen teminat üçüncü kişi tarafından yatırılmamışsa icra müdürü takibe devam edeceğinden, İİK. nun 97/XIII uyarınca alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği-
Dava konusu haczin ilk oturumdan önce kaldırılmış bulunması halinde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğince tarife hükümleriyle belirlenen ücretin yarısına hükmedilmesi gerekeceği-
Alacaklı vekilinin, davacı üçüncü kişinin açtığı istihkak davasından, kendisine tebliğ olunan dava dilekçesi ile haberdar olduğu halde, üç günlük yasal süre içinde bu istihkak iddiasına itiraz etmediğinden, istihkak iddiasını kabul etmiş ve haczin hükümsüz hale gelmesine neden olduğundan, mahkemece “konusu kalmayan istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilip, yargılama giderlerinin de haksız olan tarafa yükletilmesi gerekeceği-
İstihkak davacısının yargılama sırasında dava konusu hacizli şeyi, davalının onayı olmadan, dava dışı üçüncü kişiye devir ve temlik edebileceği; temlik alan kişinin de davacının onayı olmaksızın kendiliğinden davacının yerine geçip, onun yerine davayı takip edebileceği-
3. kişinin açtığı istihkak davasının kabulü halinde; istihkak davası sonuçlanmadan hacizli malın paraya çevrilmiş olması durumunda, davanın konusunun bedele dönüşmüş olacağı (İİK. nun 97/X); somut olayda dava konusu hacizli mallar yargılama sırasında yapılan ihalede alacağına mahsuben alacaklıya satılmış ve ihalenin kesinleştiği anlaşıldığından, bu bedelin alacaklıdan alınarak davacıya verilmesi gerekirken, infazda kuşku yaratacak ve ihaleyle ilgisi bulunmayan borçlu da sorumlu tutulacak şekilde karar verilemeyeceği-
Dava konusu haczin, ödeme emri tebliğ edilmeden yani takip kesinleşmeden yapılmış olduğunun ve yargılama sırasında geçersiz hale geldiğinin saptanması halinde mahkemece “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması gerekeceği - Borçlunun şirketteki hissesini devredip bu hususun Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesine rağmen, ödeme emrinin borçluya bu adreste tebliğ edilmiş olması ve haciz sırasında da borçlunun aynı yerde hazır bulunup borcu kabul etmesi karşısında, yapılan hisse devrinin gerçeği yansıtmadığı sonucuna varılarak “üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-