İCRA VE İFLÂS KANUNU > 4 - Haciz Yoliyle Takip > - II. HACİZ > - İstihkak iddiasına itiraz : > - A - Borçlunun zilyedliği: > Madde 97 - 2- Üçüncü şahsın istihkak iddiası
Borçlunun iflasına karar verilip bu kararın kesinleşmesi halinde İİK’nun 193/II maddesi uyarınca icra takipleri düşmüş ve hacizler kalkmış olduğundan, icra mahkemesince “istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi ve dava açılmasına neden olan tarafın yargılama giderleri ile sorumlu tutulması gerekeceği-
İİK. nun 97/XIII maddesi uyarınca, istihkak davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine -takip konusu ”alacak miktarı“ ile “haczedilen malın değeri” nden hangisi az ise, onun üzerinden- %40‘ dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece “teminat karşılığında takibin ertelenmesine (durdurulmasına) karar verilmiş” ve gerekli teminatın da davacı 3. kişi tarafından yatırılmış olması gerekeceği (Mahkemece “teminat alınmak suretiyle takibin ertelenmesine” karar verilmemiş veya karar verilmiş olmasına rağmen 3. kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış, ya da kararlaştırılmış olsa bile gerekli teminat 3. kişi tarafından yatırılmamışsa, icra müdürlüğü takibe devam edeceğinden alacağın, tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden, alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği)-
Alacaklı vekilinin kendisine istihkak iddiasının bildirilmesinden itibaren üç gün içinde bu iddiaya itiraz etmemiş olması halinde, istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı, dava sırasında “geçerli bir haciz bulunması şartı” ortadan kalkmış olacağından mahkemece “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekeceği, alacaklı taraf dava açılmasına neden olmadığı için de yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği dikkate alınarak hüküm kurulması gerekeceği-
“Dava konusu hacizli taşınır mallar üzerindeki haczin yargılama sırasında “kaldırılmış olması” halinde icra mahkemesince “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde karar verilmesi ve davanın açılmasına sebebiyet veren tarafa “yargılama giderleri”nin bu arada “avukatlık ücreti”nin nispi olarak, ayrıca “ilam harcı”na da maktu olarak hükmedilmesi gerekeceği-
Duruşma gün ve saatini gösterir davetiyenin davalı alacaklı vekilinin dosya içinde bilinen ve baroda kayıtlı adresine gönderilmemiş olması halinde, alacaklı vekilinin oturumları takip edip savunmasını yapma ve kanıtlarını ileri sürme olanağı kendisine tanınmadan yokluğunda yapılan yargılama ile hüküm kurulmuş olacağından, Anayasanın 36/I. maddesi ile teminat altına alınmış olan savunma hakkı ortadan kaldırılmış olacağından, adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil eden hükmün bozulması gerekeceği-
Davacı üçüncü kişinin “hacizli malların kendisine değil dava dışı bir kişiye ait olduğunu” belirtmiş olması halinde mahkemece “davanın husumetten reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin istihkak istenme ilişkin davaya araçların trafik kaydı üzerine ilk haciz 10.04.2008 tarihinde konulmuş, davacı üçüncü kişi aracı bu hacizle yükümlü olarak 27.05.2008 tarihinde noterde düzenlenen sözleşme ile borçludan satın almış ve daha sonra alacaklı vekili tarafından 05.06.2008 tarihinde icra müdürlüğüne başvurularak araçlar üzerindeki haczin kaldırılması istenmiş ve aynı gün trafik kaydındaki hacizler silinmiş olduğundan, haczin kaldırılması ile mülkiyet davacı üçüncü kişiye geçmiş ve alacaklı vekilinin ikinci kez 17.06.2008 tarihinde yeniden haciz istemi ile dava konusu araçların kaydına aynı gün haciz konulmuş ise de bu haciz noter satış sözleşmesinden sonra konulduğundan davacının istihkak iddiasının kabul edilmesi gerekeceği-
İİK. nun 97/XV maddesi uyarınca istihkak davasının kabulü üzerine davacı yararına –malın değerinin %15’ inden aşağı olmamak üzere- tazminata hükmedilmesi için, “alacaklının kötü niyetinin kanıtlanması” gerekeceği; buradaki kötü niyetten amacın ”haciz sırasında, haczedilen malların davalıya ait olduğunun alacaklı tarafından bilinmesine karşın alacaklının icra memurundan o malların haczedilmesini istemesi” olduğu-