Borçlunun iflasına karar verilip bu kararın kesinleşmesi halinde İİK’nun 193/II maddesi uyarınca icra takipleri düşmüş ve hacizler kalkmış olduğundan, icra mahkemesince “istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi ve dava açılmasına neden olan tarafın yargılama giderleri ile sorumlu tutulması gerekeceği-
Dava konusu haczin, karardan sonra ancak temyiz incelemesinden önce kaldırılmış olması halinde, mahkemece “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde karar verilmesi ve yargılama giderlerinin de dava açılmasına neden olan tarafa yükletilmek üzere, verilen kararın bozulması gerekeceği-
Hacizli malın alacağına mahsuben davalı alacaklıya satıldığının anlaşılması halinde, ihalenin kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise dava konusu nakış makinesinin davacıya iadesine, kesinleşmemiş ise davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Temyiz dilekçesinin 10 günlük süre içinde temyiz defterine kaydedilmemiş ve bu süre geçtikten sonra harcı yatırılarak temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde “temyiz isteminin reddine “ karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin istihkak iddiasına dayalı davada mahkemece dava konusu araç üzerindeki haczin satış tarihinden önce konduğu, taraflar arasındaki akrabalık bağı nedeniyle satış sözleşmesinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Yetki itirazının mahkemeye gelmeden yazılı olarak ileri sürülebileceği, davalının yetki itirazının incelendiği oturumda bulunma zorunluluğunun olmadığı; mahkemenin davalı gelmese dahi yetki itirazını öncelikle ve esasa girilmeden önce inceleyip sonuçlandırmak zorunda olduğu-
Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad.33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-