İsbat yükünün kime düştüğünü belirten ve ilmi / kazai içtihatlarda benimsenen ölçütler – Evi terk ederken, “ziynetlerinin götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını” isbat edemeyen kadının, bunlarla birlikte evden ayrıldığını kabul etmenin hayatın olağan akışına uygun olacağı–
«Borçlu» ile «yakın akrabası», «eşi», «iş ortağı», «muhasebecisi», arasında – hacizden kısa bir süre sonra – yapılan devir (satış) işlemlerinin muvazaalı olduğunu kabul etmenin hayatın olağan akışına uygun düşeceği–
Kişisel def’ilere dayanılarak, vâde tarihinden önce ciro edilmiş senetler hakkında, hem lehtar ve hem de hâmil aleyhine açılan olumsuz tesbit davalarında borçlu tarafından önce lehtara karşı senedin karşılıksız olduğunun kesin delillerle isbatı daha sonra da, hâmilin kötüniyetli olduğunun –her türlü delille– isbatı gerekeceği–.
«Tacirin borçlarının ticari olması» asıl (kural) olduğundan, «dava konusu senedin ticari işletmesi ile ilgili olmadığını» ileri süren davalı-alacaklının bu hususu isbatla yükümlü olduğu–