«Satışın veresiye olduğu»nun, davacı-borçlu tarafından yazılı delil ile kanıtlanabileceği–
«Gerek çeki elinde bulunduran davalıya ve gerekse başka başka kişilere yaptığı ödemelerin çeke mahsuben yapıldığını» ileri süren borçlunun bu iddiasını yazılı belge ile isbat etmesi gerekeceği–
Hamiline yazılı bir çeki fiilen elinde bulunduranın –kural olarak– meşru (haklı) hâmil sayılacağı, «bu kişinin meşru (haklı) hâmil ol- madığını» ileri süren borçlunun, bunu isbat etmesi gerekeceği–
«Malen» ya da «nakden» kaydını taşımayan -yani düzenlenme nedeni belirtilmeyen- bononun, alacaklı tarafından «nakit» karşılığında düzenlendiğinin belirtilmesi halinde isbat yükünün davacıda olacağı-
“Buzdolabı”nın niteliği gereği kadına ait eşya sayılmayacağı–
“Borçlunun eşinden muvazaalı olarak boşanmış olduğunu” alacaklının isbat edememesi halinde, boşanan eşin adresinde haciz edilen eşyaların o eşe ait olduğunun kabulü gerekeceği–
Sebebi gösterilmeyen borç ikrarını içeren bir senedin bedelsizliğini ileri süren borçlunun, önce borcun sebebini, sonra da bu sebebin gerçekleşmediğini yazılı belgelerle –eğer yazılı belge yoksa, yemin teklifinde bulunarak– isbat etmek zorunda olduğu–.
«Harici taksim yapıldığını» iddia eden tarafın MK. 6 uyarınca «taksimin varlığını, taksim tarihini, taksime bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını vb.» kanıtlamakla yükümlü olduğu–
İsbat yükünün kural olarak davacıya düştüğü, davacının davasının dayandığı olayları isbatla yükümlü olduğu, davacının bu hususu isbat ettikten sonra davalının savunmasını dayandırdığı olayları isbat etmesi gerekeceği–
Borçlu ile lehine tasarruf yapılan kişinin –İİY.mad. 278’de belirtilen derecede- akraba olmamaları halinde, lehine tasarruf yapılan kişinin kötüniyetli olduğu ispatlanmadıkça tasarrufun iptaline karar verilemeyeceği –