Kapalı faturayı düzenleyen tarafın (alacaklının), «fatura bedelinin ödenmediğini» isbatla yükümlü olduğu–
Borçlunun fiilen işlettiği ve haciz sırasında kendisine ait oldu-ğunu kabul ettiği fırının vergi kaydının başkası adına olmasının, fırının borçluya ait olmadığını kanıtlamayacağı–
Borçlu elinde haczedilmiş olan taşınır malın niteliği gereği borçluya emaneten bırakılmasının hayatın olağan akışına ters düşmesi halinde «emaneten bırakma» iddiasının samimi sayılmayacağı–
Davacının, «gönderilen malların bir bölümünü almadığını» ileri sürmesi halinde, «malların tamamının teslim edilmiş olduğu»nun davalı-alacaklı tarafından kesin delillerle isbat edilmesi gerekeceği–
Üçüncü kişinin, borçlu ile arasında yaptığı muvazaayı, alacaklıya karşı ileri süremeyeceği–
Kişisel def’ilere dayanılarak, vâde tarihinden önce ciro edilmiş senetler hakkında sadece hâmile karşı açılan olumsuz tesbit davalarında –senedin lehdar bakımından karşılıksız kaldığı kesin delillerle isbat edildikten sonra– hâmilin kötüniyetli olduğu –yani; dava konusu senedi, karşılıksız olduğunu bile bile borçlunun zararına olarak ciro yoluyla devraldığı, tanık dahil her türlü kanıtla– davacı-keşideci tarafından isbat edilmesi gerekeceği–
«Mukabil davalıya mal satıp teslim ettiğini ve alacaklı bulunduğunu» mukabil davacının isbat etmesi gerekeceği–
İsbat yükünün, davacı-borçluya düştüğü:
«Dava konusu taşınmazların taksim edilmiş olduğunu» ileri süren davalının, taksimin varlığını, tarihini, taksime bütün mirasçıların katıldığını, taksim sonucu mirasçılara verilen taşınır ve taşınmaz malların akibetlerini kanıtlamakla yükümlü olduğu–
Borçlu hakkında yaptığı takip sonucunda haciz ettirdiği demirleri ihalede satın alan ancak üç yıla (ya da beş aya) yakın bir süre kaldırmayarak orada bırakan alıcı (alacaklı)nın bu davranışının, haya-tın olağan akışına uygun düşmeyeceği ve bu nedenle demirlerin mülkiyetinin borçluya ait olduğunun kabulü gerekeceği–