Aile şirketi niteliğindeki davalı limited şirketinin %95 payına sahip borçlunun, alacaklılardan mal kaçırma amacıyla şirketin tüzel kişilik perdesinden yararlanarak ticari faaliyetine bu şirket üzerinden devam ettiği anlaşıldığından, alacaklının açtığı 'istihkak iddiasının reddi' davasının kabulü gerekeceği-Haczin, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olması halinde İİK. nun 97/a maddesinde öngörülen “mülkiyet karinesi” nin borçlu, dolayısı ile davacı alacaklı yararına olduğu, ispat yükü kendisine düşen davacı 3. kişinin bu karinenin aksini güçlü delillerle ispat etmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin istihkak iddiasının mülkiyet veya rehin hakkına dayanmayıp, kiralama ilişkisine dayanması halinde, mahkemece “davacı alacaklının açtığı istihkak davasının kabulüne” karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haczin yapıldığı sırada borçlunun hazır bulunmaması, davacı alacaklının tanıklarının beyanından hacizli malların mülkiyetinin davalı üçüncü kişiye ait olduğunun anlaşılması ve davacı alacaklının bunların aksini isbatlamaya elverişli delil sunamaması halinde, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu gözönünde bulundurularak, “davacı alacaklının İİK. 99 uyarınca açtığı davanın reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının aynı ortak nedenle -örneğin; aciz vesikası sunulmamış olması (dava koşulunun yokluğu) nedeniyle- reddedilmiş olması halinde, davalılar yararına "tek vekalet ücreti" hükmedilmesi gerekeceği–
Haciz yapılan yerin borçlu şirketin takip adresi olmadığı gibi, ödeme emrinin de haciz yerinde borçlu şirkete tebliğ edilmemiş olması halinde, davalı borçlu ile üçüncü kişi şirketin borçtan önceki tarihlerde kurulduğu, ortaklar arasında organik bağa da rastlanılmamış olması nedeniyle, yasal karinenin davalı üçüncü kişi yararına olduğu göz önünde bulundurularak, bunun aksini ispat yükünün davacı alacaklıya ait olduğu sonucuna varılarak, uyuşmazlığın buna göre sonuçlandırılması gerekeceği-
“Borçlu” ile “3.kişi” arasında; ‘ortaklar’ , “çalışanlar’ ve ‘adres’ itibarı ile organik bağ bulunması (örneğin; borçlu şirket ile 3.kişi şirket ortaklarının bir kısmının veya tamamının veya temsilcisinin aynı kişilerden oluşması ya da borçlu şirket ile 3. kişi şirketin aynı yerde faaliyette bulunuyor olması halinde) 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haczi öğrenme tarihine göre istihkak iddiasının 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde yapılmamış olması halinde, icra mahkemesince “istihkak iddiasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından İİK. 99 uyarınca icra müdürlüğünce kendisine verilen yedi günlük süre içinde istihkak davası açılmamış olması halinde, istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılacağı ve bu konuda daha sonra dava açılmışsa mahkemece “istihkak iddiası kabul edilmiş sayıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Yasal süresi içinde yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresinin kesilmiş olacağı; alacaklının istihkak iddiasına karşı çıkması halinde icra müdürlüğünce İİK. nun 97. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekeceği, bu prosedür işletilmediği sürece, 3. kişinin davasını “hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar” istihkak davası açabileceği-
İİK. nun 99. maddesine dayalı olarak açılan istihkak davaları için, üçüncü kişi tarafından süresinde yapılmış bir istihkak iddiasının bulunmasının, davanın ön koşulu olduğu-