Yasa’da gösterilen kişilerce istihkak iddiasında bulunulması ile, İİK. nun 96. maddesindeki 7 günlük yasal hak düşürücü sürenin kesileceği; bundan sonraki aşamada İİK. nun 97. maddesi uyarınca “takibin devamı kararı” verilmişse İİK. nun 97/VI maddesindeki açık düzenleme karşısında 7 günlük dava açma süresinin kararın tefhimi söz konusu değil ise tebliği ile başlayacağı, tebliğ edilmemişse, sürenin başlangıcı için içeriğinin öğrenilmesinin yeterli kabul edilemeyeceği-
Haciz yapılan adres ile borçlu şirketin ticaret siciline kayıtlı olduğu adresin aynı olması ve haciz sırasında hazır bulunan kişinin hem borçlu şirketin hem de istihkak iddiasında bulunan şirketin ortağı olması, işyeri devrinin borçtan kurtulma amacına yönelik bulunması nedeniyle, mahkemece “alacaklı tarafından açılan davanın kabulüne” karar verilmesi gerekeceği-
İİK. nun 97/XIII maddesi uyarınca, istihkak davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine -takip konusu ”alacak miktarı“ ile “haczedilen malın değeri” nden hangisi az ise, onun üzerinden- %40‘ dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece “teminat karşılığında takibin ertelenmesine (durdurulmasına) karar verilmiş” ve gerekli teminatın da davacı 3. kişi tarafından yatırılmış olması gerekeceği (mahkemece “teminat alınmak suretiyle takibin ertelenmesine” karar verilmemiş veya karar verilmiş olmasına rağmen 3. kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış, ya da kararlaştırılmış olsa bile gerekli teminat 3. kişi tarafından yatırılmamışsa, icra müdürlüğü takibe devam edeceğinden alacağın tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden, mahkemece alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği)-
Davalı şirket lehine yetkili tarafından yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası bulunmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği-
Davalı üçüncü kişi ve borçlunun haciz yapılan ev adresinde birlikte oturmaları nedeniyle İİK. nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararına sayılacağı; icra müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı-
Borcun doğumundan ve ödeme emrinin tebliğinden sonra kısa aralıklarla gerçekleştirilen işyeri devrinin, alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler niteliğinde sayılacağı-
İstihkak iddiasında bulunan kişinin yargılama sırasında dava konusu hacizli şeyi davacının onayı olmadan dava dışı 3. kişiye devir ve temlik edebileceği, bu durumda davacının seçimlik hakkının bulunacağı, dilerse temlik alan kişi hakkındaki davasına devam edeceği, dilerse davanın konusunu, temlik eden şahıs aleyhine zarar ziyan davası olarak değiştirebileceği-
Haciz sırasında hazır bulunan borçlunun, davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olarak istihkak iddiasında bulunması, anılan şirketin takip konusu borcun doğumundan sonra kurulmuş olması, borçlunun şahsi ve ortağı olduğu şirketlerin borçlarını ödemeyerek aynı iş kolunda faaliyet gösteren yeni bir şirket kurmasının, alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğu, borçlunun yeni şirket kurmasının iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı sayılacağından, istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile davacı 3. kişi arasındaki ilişkinin ticari işletme devri (örtülü işyeri devri) niteliğinde olduğu durumlarda olaya İİK. nun 44 ve BK’ nun 179. maddesinin (şimdi; TBK. mad. 202) uygulanması gerekeceği, 3. kişi tarafından “işyeri devri ile ilgili İİK. nun 44. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiği” 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilmedikçe, işyerini devralan davacı 3. kişinin BK. nun 179. maddesi (şimdi; TBK. mad. 202) uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olduğu, bu nedenle mahkemece “3. kişinin istihkak iddiasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-