Takip tarihinden itibaren tüm alacak üzerinden temerrüt faizinin uygulanabileceği-
Davanın, hukuki nitelikçe İİK.nun 67. maddesine dayanan itirazın iptali ile alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, bu tür tazminat istemlerinin Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine yönelik olduğu, mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan katsayı ile davacının gelirlerindeki artışlar saptanmak suretiyle saptanan miktarın, yeniden hesaplanan sigortalının tazminatından indirilmesinin gerekeceği-
Olumsuz tespit ve çek iptali davasında, davalının davayı inkar ederek «yetkili hamil olduğunu» ileri sürmesi halinde, geriye dönüş cirosunun varlığının mutlaka gerekli olmadığı da gözetilerek, davacının «çekten dolayı borçlu olmadığı» iddiasını uygun delillerle kanıtlaması gerekeceği–
İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu borcun ödenmesi sonucu ya da davanın açılmasından sonra takibe itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleşmesi sonucu davanın konusuz kalması (ve alacağın likit olması) koşuluyla mahkemenin yargılamayı sürdürerek davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu belirledikten sonra haksızlığı belirlenen taraf aleyhine % 40 (şimdi; %20) tazminata (ve yargılama giderlerine) hükmetmesi gerekeceği–
Yerel icra tetkik merciince sürenin geçmiş olması gözönüne alınarak temyiz isteminin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olacağı-
«Fatura ödeme dekontu» ve «teminat mektubu»nun, İİK’nun 68. maddesinde yazılı belgelerden olmadığı–
Davacının sarfettiği elektrik borcuna ilişkin asıl borcu gösteren fatura bedellerine aynı dönem için sadece gecikme zammının, borçlunun temerrüde düşmesi halinde ise asıl alacak ve gecikme zammından oluşan toplam alacağa salt temerrüt faizinin uygulanması gerekeceği, o nedenle uyuşmazlığın çözümünde aylara göre tespit edilen borcun oluşumu ile kaynaklarının ve ödenen miktarların mahsubunun sağlıklı bir biçimde tespit edilmesinin zorunlu olacağı, mahkemece hukukçu ve hesap uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi kuruluna inceleme yaptırmak, hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekeceği-
İtirazın iptali davası bir yıllık süre içerisinde açılmamış ise sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin zorunlu olacağı, davanın açılabilmesi koşulu süreye bağlanmış olup, hakim bu süre geçtikten sonra açılmış bir itirazın iptali davasını tahsil davasına dönüştürüp görmesinin hukuken kabul edilemeyeceği, ayrıca açılan tipik itirazın iptali davasının dava ekonomisi kuralları gözetilerek alacak davası hükümleri altında görülüp sonuçlandırılmasının mümkün olmayacağı, kaldı ki, somut olayda borçlu tarafça itiraza uğrayan icra takibinin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip niteliğinde olduğu, o nedenle ipoteğin paraya çevrilmesinin alacak davası olarak görülüp karara bağlanmasının da kabul edilemeyeceği-
Tarafların imzalarını havi hesap cetvelinin bir akdi ilişki niteliğinde olduğu, bu borç miktarının davacıyı hukuken bağlayacağı, bu aşamadan sonra davalı Kurum’un bu miktar alacağa tanıdığı 8 aylık taksitle ödeme karşılığını istemesinde Usul ve Yasa'ya aykırı bir yön bulunmadığı-
Haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz eden 3. şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat eden alacaklının, 3. şahsın cezalandırılması isteğine, bu isteğin tabi tutulduğu şekil ve şartlara bağlı olmaksızın, tazminat talebini de katabileceği, bu tazminat isteğinin, ceza davasından ayrı olarak, müstakil bir dava konusu da yapılabileceği-