Borçlunun İİK'nun 71. maddesine dayanan isteminin incelenebilmesinin, bu istemin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı olmayacağı, alacaklının, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabileceği, aksi taktirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm teşkil edeceği-
Takibinde haksız olan fakat kötü niyetli olmayan davacı aleyhine de tazminata hükmedilebilineceği-
İlamlı icrada dahi takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına dayanan icranın geri bırakılması istemleri her zaman yapılabileceğine göre, aynı kuralın ilamsız takipler içinde uygulanacağının kabulü gerekeceği-
Tahliye taahhüdündeki tarih ve imzanın ikrar edilmemesi durumunda, tahliye taahhüdü adi nitelikte olduğu için, bu taahhüde dayanılamayacağı-
Temsilen imzalanmış senede dayalı takiplerde; «temsil yetkisi» yönünden borca itiraz edilmiş olması halinde, icra mahkemesince «keşide tarihi itibariyle kimlerin borçluyu temsil yetkisine sahip olduğu hususunun Ticaret Sicilinden sorularak, alınacak cevabı göre uyuşmazlığın çözümlenmesi (bu konunun, şirket ana sözleşmesi ile ticaret sicilindeki kayıtlar esas alınarak araştırılması) gerekeceği-
İİK. 128a/II’deki iki yıllık sürenin; şikâyet üzerine, icra mahkemesince kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihinden başlayacağı—
Tahliyeden sonra kiralananı kiralayana teslim etme borcunun kiracıya ait olduğu BK’nun 91. maddesine göre kiralananı teslim almaktan kaçınan, temerrüde düşen kiralayana karşı kiracının vereceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulması, diğer bir deyimle kiracının kiralananı teslim borcunu usulüne ve yasaya uygun biçimde ifa etmesi gerektiği–
Davalı vekilinin, dava konusu bononun mal bedeli olarak verilmediğini, davacının davalının bankadaki ticari kredisini kullandığını, ancak kredi borcu ödememesi nedeniyle müvekkilinin davacının da bonoyu bu borcun teminatı olarak düzenleyip verdiğini ve fakat davacı kötü niyetli olduğundan senede "malen" kaydı yazdığını, senedin karşılıksız olmadığını davanın reddini savunduğu, taraflar arasındaki menfi tesbit davasında, davacı tarafın davalının kredisini kullanıp kullanmadığının tespiti ile sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı, dava dilekçesinde «her türlü kanıt» demek suretiyle yemin kanıtına da dayanmış olacağından, mahkemece iddiası konusunda davalıya yemin teklifinde bulunma hakkı olduğunun hatırlatılması gerekeceği–
Şikayetçinin satışa konu yapılan taşınmazlarda haciz alacaklısı olduğu, bu suretle kendisine usulen satış ilanı tebligatı yapılmaksızın ihalenin gerçekleştirilmesinin doğru olmayacağı, mercice tek başına ihalenin feshi nedeni olan bu olgu nedeniyle, feshe karar verilmesinin gerekeceği-