89/1 ihbarına karşı şirket adına itirazda bulunan kişinin anılan tarihte şirket temsilcisi olmadığından itirazı geçersiz kılan icra müdürlüğü kararında usulsüzlük bulunmayacağı, sonradan şirket yetkilisinin değiştirilerek itirazda bulunan kişinin yetkili kılınmasının yetkisi olmadığı tarihte yaptığı işlemi geçerli kılmayacağı-
İcra takibinin yabancı para alacağına ilişkin olduğu, takip talebinde ve ödeme emrinde alacağın DM olarak gösterildiği; alacağın karşılığının TL olarak belirtilmediği, bu husus İİK'nin 58/3. maddesine aykırı olup, kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan, mercice re'sen dikkate alınmasının gerekeceği, bu nedenle takibin re'sen iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Takipten sonra ve takibe itiraz edilmiş olması halinde dahi tedbir mahiyetinde olan ihtiyati haciz kararı alınıp itiraza uğrayan takip dosyasında uygulanmasının mümkün olacağı, takibe itirazın bu ihtiyati haciz kararının kesin hacze dönüşmesine engel teşkil edeceği-
Davacı alacaklının, «davalı bankanın borçludan muaccel bir alacağı bulunmadığını dolayısı ile sıra cetvelinde yer almaması gerektiğini» ileri sürmesinin alacağın esas ve miktarına yönelik bir itiraz olduğu-
Vade farkı olarak talep edilen alacağın temerrüt faizi olarak kabulünün zorunlu görüldüğü, BK.`nun 101 (şimdi; TBK. mad. 117) ve devamı maddeleri ile 3095 sayılı Yasanın 2 ve devamı maddelerine göre, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlunun bu borcunu ifa edinceye kadar Yasada veya taraflar arasında öngörülmüşse sözleşmede belirtilen bir oranda temerrüt faizi ödemekle yükümlü olacağı, hal böyle olunca mahkemece takip konusu alacağa yürütülecek temerrüt faizinin takip tarihinde kesilmesinin isabetli olmayacağı, icra takibi sırasında ana alacağı ödeme tarihine kadar temerrüt faizi yürütülmesinin gerekeceği-
Dava dışı kooperatif alacaklısı tarafından ve taşınmaz henüz kooperatif adına tescilli iken üzerine haciz tatbik edildiği, İİK. 91 ve onun yollamada bulunduğu MK. nun 920. maddeleri hükümleri uyarınca haczedilen taşınmazda bulunan sonra hak iktisap edenlerin haczin sonuçlarına katlanmalarının zorunlu olacağı, borç taşınmaza bağlandığı için taşınmazı iktisap edenin kooperatif ortağı olmasının bu sonucu bertaraf edemeyeceği-
Takip dayanağı ilamda «davalıların ilamda belirtilen işi yapmamaları halinde davacı tarafından işin yapılarak bedeli olan ...liranın davalılardan alınmasına» karar verilmiş olduğuna göre davalıların ilamda öngörülen miktardan fazla ödemeye zorlanamayacağı–
Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekeceği, bunun yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olduğu, aksi durumun, tereddüt ve ihtilaflar yaratacağı, dava içinden davaların doğacağı, hükmün hedefine ulaşmasını engelleyeceği, kamu düzeni ve barışının oluşturulamayacağı, ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin uygun düşmeyeceği-
Borçlunun aleyhindeki icra takibinde, senedi imzalayan kişinin şirket yetkilisi olmadığını ileri sürdüğü, bu yöndeki itirazın imza inkârı olmayıp, borca itiraz niteliğinde olacağı, bu nedenle borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinin usûl ve yasaya aykırı olacağı-
Taşınmaz değerinin usulünce tespit edilmemesinin ve kıymet takdirine itirazın incelemesiz reddedilmesinin ihalenin feshi nedeni olacağı, yerel mahkemenin aksi kanaatle davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-