Alacaklı vekili aylık kiranın ne kadar olduğunu bir belge ile kanıtlayamadığından borçlunun kabul ettiği miktara itibar etmenin gerekeceği, borçlunun kabul ettiği miktarda itirazın kaldırılması talebinden önce alındığından itirazın kaldırılması talebinin reddi gerekeceği-
Çek alındı bordrosunda, “davalı şirketten vade farkı faturası tahsile edilmeyip hesabı kapatıldı” şeklindeki ibare davacı şirket temsilcisi tarafından imzalandığına göre; artık vade farkı talebinde bulunulamayacağı-
Haczedilmezlik şikayeti süresinin, fiili haciz tutanağının borçluya tebliğ tarihinde başlayacağı-
Müflis borçlunun alacaklıdan malı kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufun iptali davasında söz konusu satışın iflasın açılmasından evvel tam tasarruf yetkisi varken ve günün rayicine uygun olarak yapıldığı ve tedbirli bir tacir gibi hareket ettiği anlaşılmış olup İİK. 280'nin koşullarının oluşmadığı, ayrıca iflasın açılmasından sonra anılan satıştan kalan bir kısım bedelin iflas masası yerine müflise ödenmesinin de anılan tasarrufun ( satışın ) iptalini gerektirmeyeceği-
Senetteki düzeltmelerin borçlusu tarafından paraf edilmesinin gerekeceği, aksi halde borçluyu bağlamayacağı-
Davacının icra takibine konu ettiği alacağın yargılama sonucunda belirlenmesi mümkün olacağından, bu niteliği itibariyle likit bir alacaktan söz edilemeyeceği, bu itibarla, davacı yararına inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile davalının itirazında haksız çıktığı oranda ve takip koşulları gözetilerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin gerekeceği- Davacının icra takibinde takip tarihinden itibaren temerrüt faizi talep ettiği dikkate alınmadan davacının, davalıya fazla ödemede bulunduğu tarihin faize başlangıç yapılarak, bu tarihten itibaren faize hükmedilmiş olmasının da isabetsiz olacağı-
Davalının, borçlusu davacıdan bu parayı aldığını ikrarla birlikte, ödemenin borçlusu davacı ile aralarında mevcut başka bir hukuki ilişkiden kaynaklandığını ileri sürdüğü, böyle bir ikrarda, ilave edilen vak'a arasında bir bağlılığın bulunmadığı, bu tür ikrarın bağlantısız bileşik ikrar niteliğinde olacağı, o itibarla bu ikrarın bölünebileceğinin de gerek öğretide gerek bilimsel görüş ve yargısal kararlarda tamamen kabul edilegeldiği, bu durumda davalının kendisine yapılan ödemenin asıl borcu doğuran ilişki dışında başka bir hukuki ilişki nedeniyle meydana gelmiş olduğunu kanıtlaması gerektiği, mahkemenin de uyuşmazlığın niteliği ile iddia ve savunma gözetilerek olayda ispat külfetinin davalıya düştüğüne dair kabulünün de, önceki yargısal kararlara tamamen uygun olduğu, davalının kendisine yapılan ödemenin asıl borç doğuran ilişki dışında bir hukuki ilişki nedeniyle meydana gelmiş olduğunu kanıtlaması gerekeceği-
Matbu kira sözleşmesinde “kefil” ibaresinin yanına diğer yazılarla aynı kalem ürünü olduğu açıkça görülecek şekilde “müteselsil” ibaresinin yazıldığı, davalının imzasını inkâr etmediği, bu durumda “müteselsil kefalet” hükümlerinin uygulanması gerekirken, davalının önce asıl borçluya başvurulmasına dair itirazının kabulü ile itirazın reddinin isabetsiz olacağı-
Kira sözleşmesinde yer alan muacceliyet şartının geçerli olacağı ve sözleşme ile dönem dönem yenileneceği, 51 örnek ödeme emri borçluya tebliğ edilmiş olup, alacaklı vekili 30 günlük ödeme süresini beklemeden kiralananın tahliyesini istediğinden, tahliye talebinin reddi gerekeceği-