Evlilik birliği devam ederken «zinaya teşebbüs ve mesken dokunulmazlığını ihlal» suçlarına teşebbüs etmek suçlarından mahkum olan kadın aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Bir kişinin “mafya” olarak tanıtılmasının, o kişinin kişilik hakla- rına saldırı niteliğini taşıyacağı–
Doğum sırasında gerekli ihtimam ve özen göstermeyerek çocuğun ölümüne sebep olan doktor aleyhine anne/baba tarafından açılan manevi tazminat davasının kabulü gerekeceği- Maddi tazminat yönünden, davalıların mesleki özen ve ihtimama ilişkin yükümlülüklerini ifa sırasında gösterdikleri eksik eylemleri ile zararlı sonuç (bebeğin ölümü) arasında uygun illiyet bağının var olup olmadığı, eylemin niteliği itibariyle olayların doğal ve alışılmış (mutad) akışına, hayat deneyimlerine ve objektif ihtimallere göre, meydana gelmiş zarar türünden bir zararı doğurmaya elverişli olup olmadığının saptanması ve bunun için mahkemece, bebeğin nakledildiği fakültede tutulmuş dosya ve kayıtlar varsa getirtilmesi, dava dosyası ile birlikte Adli Tıp Büyük Kuruluna gönderilmesi, zararın meydana gelmesinde davalıların varlığı kanıtlanan mesleki ihmal ve tedbirsizlerinin zararın (ölümün) meydana gelmesinde mutlak ve tek etken olup olmadığı konularında görüş alınması gerektiği-
Resmi nikah olmaksızın bir erkekle birlikte yaşayan (evli olduğunu bildiği halde, bir erkekle birlikte yaşayan) kadın, erkeğin kendisi ile evlenmemesi, kendisini evden uzaklaştırması halinde, erkekten «kişilik haklarının ihlâl edildiği» iddiasıyla, manevi tazminat isteyebilir mi?–
Yayınlanmasında kamu yararı bulunan «gerçek» ve «güncel» bir haberin (eleştirinin), özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda, hukuka aykırılığının ortadan kalkacağı ve tazminata hükmedilemeyeceği -Karar verme hakkının sınırlarının belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan «gerçeklik» unsurunun burada «somut gerçeklik» olmayıp, «kararın verildiği andaki olayın beliriş biçimine göre görünüşteki gerçeklik» olduğu- Yayınlanan haberin «gerçek» olması halinde, yayında «hukuka aykırılık» bulunduğundan söz edilemeyeceği ve davacı lehine -kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilerek- manevi tazminata hükmedilemeyeceği–