İdare mahkemelerine verilen «iptal» ya da «yürütmeyi durdurma» kararların yerine getirilmemesinin, bu kararı yerine getirmeyen görevli (alınan kararda imzası bulunan kişiler) için «ağır kusur» sayılacağı ve bu nedenle aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği –İdari işlemin (belediye encümen kararının) uygulanmasından zarar gören kişilerin adli yargıda değil idari yargıda tazminat davası açabileceği–
Atatürk’e sözle yapılan saldırıdan dolayı, Türk ulusunun bir ferdi olan davacının kişilik haklarına da saldırıda bulunulmuş olacağı, açılan manevi tazminat davasının “aktif husumet yokluğu” nedeniyle reddedilemeyeceği.–
Görsel yayın (TV) yoluyla bir siyasi parti hakkında küçültücü sözler sarfedilerek hakarette bulunulması halinde, o siyasi partinin bir belde başkanının “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu”nu ileri sürerek manevi tazminatı davası açamayacağı.–
«Şahsiyet hakları»nın neler olduğunun yasada sayılmamış olduğu, ancak bunların hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, düşünce, ekonomik, çalışma, her türlü özgürlük, şeref, haysiyet, itibar, mesken masuniyeti, isim ve resim gibi kişisel varlıkları ifade ettiği.–
Basın yolu ile işlenen haksız fiilerden doğan maddi/manevi tazminat davalarında, sorumlu gerçek ve tüzel kişilerin teşkilinde, gazete künyesinin esas alınacağı–
Bir kişiyi “mason” olarak kamu oyuna tanıtan kişinin, onun kişilik haklarına saldırıda bulunmuş olacağı–
Evlilik birliği devam ederken «zinaya teşebbüs ve mesken dokunulmazlığını ihlal» suçlarına teşebbüs etmek suçlarından mahkum olan kadın aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği–