Davanın; haksız şikayet nedeniyle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiası ile manevi tazminat; ve Sulh Hukuk Mahkemesinin mezkur dosyasında alınan bilirkişi raporu ile belirlenen maddi tazminatın davalıdan tahsili talebine ilişkin olduğu-
Gazetede yayınlanan köşe yazısının davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği iddiası ile manevi tazminat, kararın yayınlanması ve köşe yazısının internet sitesinden kaldırılması talebi-
Davanın; H. Gazetesinin nüshalarında yapılan haberler nedeniyle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı ve maddi zarara uğradığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu-
Dava konusu haberde kullanılan söz ve ifadelerin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu-
Davanın; davalı tarafından kaleme alınan yazılarda kullanılan söz ve ifadelerle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiası ile manevi tazminat, hukuka aykırılığın tespiti ve kararın yayınlanması istemine ilişkin olduğu-
Gazetede yapılan haber nedeniyle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiası ile manevi tazminat ve kınama kararının yayınlanması talebi-
Gazete haberleri nedeniyle davacıların kişilik haklarının saldırıya uğradığı, maddi zararlarının oluştuğu iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebi-
Televizyon kanalında yayınlanan programda davacı hakkında sarf edilen söz ve ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu iddiası ile manevi tazminat talebi-
Davanın; davalının Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlar ile davacının, özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edilip edilmediğine ilişkin olduğu-
Somut olayda, her bir davacı için ayrı ayrı talepte bulunulmasına rağmen, mahkemece davacıların manevi tazminat istemleri yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığından, ayrıca karar başlığında davacıların adına yer verilmiş olmasına karşın, hüküm fıkrasında kabul edilen miktar yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde “davacıya verilmesine” şeklinde hüküm tesis edildiğinden, mahkemece; davacıların istemleri ve HMK’nın 297 nci maddesinde gösterilen kurallar gözetilmeksizin, her bir davacının manevi tazminat istemine ilişkin ayrı ayrı ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve net karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-