Tutanakta taşınmazların kök mirasbırakana ait olduğu belirtilerek taksimin yapıldığına dair bir bilgi bulunmaması halinde taşınmazın taksim edildiğini ileri süren tarafın bu iddiasını her türlü delille ispatlayabileceği-
Dava konusu taşınmazların olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyetinin kazanılıp kazanılmayacağına ilişkin yeterli araştırma yapılmadan, sadece mera olmadığının tesbiti ile yetinilmek suretiyle karar verilemeyeceği-
Anataşınmazın yapımı sırasında mimari projeye aykırı olarak her iki bodrum katın bina çekme mesafesi alanında, kuzey ve batı cephelerinde birer aks büyütülerek yapıldığı ve bu alanların davalı tarafça kullanıldığı, belirtilen bu yerlerin anataşınmazın ortak yerlerinden olduğu ve davacı açıkça ortak alanlara el atmanın önlenmesini talep ettiğinden bozma ilamında belirtilen kısımların da davaya konu edildiği açık olduğu- Teknik bilgi sahibi olması beklenmeyen davacının mimari projeye aykırılığı ortaya koyması, mahkemece bu aykırılığın tam olarak ne şekilde gerçekleştiğinin ancak yapılan teknik incelemeyle ortaya çıkabileceğinden tespit edilen hususların dava kapsamında yer aldığının kabulü gerekeceği-
İ. sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemlerine ilişkin iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceği; yazılı delilin, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan belge olması gerektiği, taraflar arasındaki imza ve içeriğinde çekişme yaratılmayan sözleşmenin, inanç sözleşmesi olduğu ve davada bu sözleşmeye dayanıldığı, davanın kanıtlanması açısından bu yazılı delilin mahkemece nazara alınması gerektiği- Sözleşmede imar durumuna göre ifrazdan söz edilmişse de, çoğun içinde azın da bulunduğu kuralı uyarınca "ifraz isteğinin", "pay talebi"ni de kapsayacağı-
Davalının sonraki tarihte kısıtlanmış olmasının, öncesinde temyiz kudretinin var olduğunu göstermeyeceği; mahkemece; davalının gerek vekaletname tanzimi gerekse de satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesi tarihlerinde temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılması gerektiği
Bir kimsenin kendisi adına dava açıp, takip etmek üzere, temsil yetkisi verdiği kişi, Av.K.nun 35/l. maddesinde belirtilen avukat veya dava vekili değilse, müvekkili adına açtığı davaya sonradan müvekkilinin icazet vermesi veya yetkili kıldığı avukatının açılmış olan davayı takip etmesinin, usulsüz açılan davayı usulüne uygun açılmış bir dava haline getirmeyeceği-
Dava konusu bağımsız bölümün yıllar önce davacılara teslim edilmesinin ve davacıların burayı kullanmasının, tarafların karşılıklı olarak tümüyle edimlerini yerine getirmelerinin sonucunda karşı tarafın şekil eksikliğini ileri sürmesinin dürüst davranma kurallarına uygun olmadığı-
Davaya konu taşınmazın bedeli karşılığı davalıya temlik edildiği, alım gücü bulunan davalının satış bedelini ödediği; bu sebeple temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmadığı-Davaya konu taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulup imar parselleri oluştuğu bildirildiğine göre, anılan imar parsellerine ilişkin tapu kayıtlarının getirtilerek imar parselleri yerine kadastral parsel üzerinden hüküm kurulmuş olmasının da doğru olmadığı-
3402 Sayılı Yasa’nın 19. maddesi uyarınca taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekeceği-
Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı, davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenip, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibinin dikkatten kaçırılmaması gerektiği-