Bir başka mahkemede görülen, davacının taraf olduğu ve tapuyu doğrudan ilgilendiren diğer bir davanın yargılaması sırasında; tapu kaydında kayıt maliklerinin soyadlarının yer almadığına dair eksiklik saptanmış olduğundan ve tapu kaydındaki bu eksiğin giderilmesi de yeni bir hüküm tesisini gerektirdiğinden, bu konuda dava açılmak üzere, mahkemece yetki verilen davacı idarenin, kaydın düzeltilmesi için açtığı davanın -idarenin malik olmamasına karşın- dinlenmesi gerekeceği-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa da, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalinin sağlamayacağı- Sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği- Haczin kaldırılması için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve üçüncü kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanmasının zorunlu olduğu- Tapuya şerh edilmiş satış vaadi alacaklısı olan üçüncü kişinin şikayet hakkının süreye bağlı olmadığı-
Hata ve hileye dayalı tapu iptali ve tescil davası ile taraf muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında taraflar ve konu aynı olmakla birlikte hukuki sebepler açıkça birbirinden farklı olduğundan kesin hüküm olgusundan söz edilemeyeceği-
Kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile taşınmaza vaki el atmanın önlenmesi istemine ilişkin davada Anayasa Mahkemesi’nin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ilgili hükümlerine ilişkin vermiş olduğu iptal karar sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması zorunlu olacağı, bu sebeple yeni yasal durum dikkate alınarak yeniden inceleme yapılması gerekeceği-
Tapu kaydına baba adının eklenmesine ilişkin davada mülkiyet nakline yol açmamak için tapuda malik görünen kişi ile düzeltilmesi istenen kişinin aynı kişi olduğunun şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmasının gerekeceği-
Tapulu taşınmazın harici satışına ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğundan, bu sözleşme için tarafların verdiklerini geri alması gerekeceği ve geçersiz sözleşme nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenemeyeceği, senedin iptali ile ödenen kadar paranın tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
İyiniyetli olmayan zilyedin, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorunda olduğu- Daireyi teslim alıp kullanmaya başladıklarında iyiniyetli olan davalıların ancak yüklenici ve arsa sahibi kooperatif aleyhine açtıkları tapu iptali ve tescil davasının reddiyle kötüniyetli duruma düşecekleri, bu davanın reddinden önce açılan davada taşınmazın kullanımı henüz kötüniyete dayanmadığından davacı kooperatifin ecrimisil talebinin reddedilmesi gerekeceği-
Mahkemenin hükmü; kıyıda kaldığı belirlenen kısmın tamamını kapsamakta ve bu haliyle dava dilekçesindeki talebin de tamamının kabulüne ilişkin olduğundan talebin reddedilen bölümü varmış gibi davalı lehine de vekâlet ücreti takdiri ve yargılama giderlerinin kabul red oranlaması yapılarak, taraflara yükletilmiş olmasının hukuka aykırı olacağı-
Taşınmaz malların aynına dair davaların, taşınmazın idari olarak sınırları içinde bulunduğu yer mahkemesinde görülüp; sonuçlandırılması gerekeceği- İdari taksimatta değişiklik olması ve gayrimenkulün bir başka ilçenin sınırları içerisine alınması halinde buradaki yetkinin taşınmazın yargı çevresine yeni girdiği mahkemeye geçeceği; bu sebeple davaya bakan mahkemenin dava dosyasını taşınmazın yargı çevresine yeni girdiği mahkemeye göndermesi gerekeceği-