Vekille takip edilen işlerde, vekil yerine asile yapılacak tebligat usulsüz olacak ise de, vekilin asile yapılan tebligattan haberdar olarak süresinde ödeme (icra) emrine itiraz etmiş olması halinde, artık «asile yapılan tebligatın usulsüz olduğu»ndan bahisle şikayette bulunulmasında hukuki yarar bulunmayacağı–
«İstihkak davası»na konu olabilecek bir hususun «şikayet» yoluyla icra mahkemesine bildirilemeyeceği–
Davacının mahkemece (icra mahkemesince «tetkik merciince») verilen «görevsizlik kararı»nın kesinleşmesinden itibaren on günlük (şimdi; iki haftalık) süre geçtikten sonra «dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için» HUMK. 193/III (şimdi; HMK. 20/1) uyarınca başvuruda bulunmuş olması halinde «davanın açılmamış sayılmasına» karar verilmesi gerekeceği–
«İstihkak davası» şeklinde çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın «şikâyet» şeklinde İcra mahkemesine (tetkik merciine) getirilmiş olması halinde, hukukî nitelendirmeyi yapmak hakime ait olduğundan uyuşmazlığın «istihkak» prosedürüne göre çözümlenmesi gerekeceği– (HUMK. 76’ya (şimdi; HMK. 33'e) göre, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan, başvurunun «şikayet»mi «istihkak davası»mı olduğunu hakimin belirleyeceği)–
Sıra cetveline yönelik şikayetin, sırasına itiraz edilen alacaklı yerine borçlu hasım gösterilerek, karara bağlanamayacağı–
«Tapu siciline teferruat olarak tescil edilmiş olan şeylerin gerçekte teferruat niteliğinde bulunmadığı»nın ileri sürülmesi halinde -MK. 862, 686 ve İİK. 83 c çerçevesinde- bilirkişi incelenmesi yaptırılarak bu hususun araştırılması gerekeceği–
«Takibin mükerrer olduğu» iddiasının, icra mahkemesince (tetkik merciince) duruşma açılarak araştırılması gerekeceği–
Takas ve mahsup iddiasının, takibin her safhasında -icra müdürlüğüne ya da icra mahkemesine bildirilebileceği–