«Takip hukukunda başvurulan şikâyet bir dava olmadığından şikâyette davalı taraf yoktur. Çünkü şikâyet eden kişi bir başkası ile uyuşmazlık içinde değildir. İşlemine karşı şikâyet yoluna başvurulan icra dairesi veya işlemde yararı bulunan kişiler taraf değildir. İşlemin açıkça kanuna aykırı olması hâlinde tetkik merciinin işlemi yapan memuru ya da işlemde yararı bulunan kişileri dinlemesi gerekli olmayabilir. Bununla beraber şikâyeti inceleyen tetkik mercii şikâyet konusu işlemi yapan icra organını veya işlemle ilgili olan kişileri çağırıp dinleyebilir. Bu kişilerin başında, şikâyet konusu işlemi yapan icra ve iflas müdürleri gelmektedir. Maddeyle, kaynak İsviçre Kanununa ve uygulamasına uygun olarak, tetkik merciine, «şikâyete konu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapması» olanağı tanınarak, işlemin gerekçesini öğrenme imkânı sağlanmıştır. Böylece, şikâ- yet konusu işlemin gerekçesini öğrenen tetkik merci hâkiminin daha isabetli karar vermesi ve ayrıca icra dairesinin de işlemlerinde daha dikkatli olması amaçlanmıştır. Öte yandan, uygulamada tebligat için gerekli olan süreden kaynaklanan sorunları gidermek amacıyla duruşmaların ancak zorunluk hâlinde otuz günü geçmemek üzere ertelenebileceği hükme bağlanmıştır.»

 «Duruşma yapılacak işlerde, merci hakimi duruşmayı en kısa zamanda yapacak şekilde duruşma günü tayin edecektir. Hakimi, ilk duruşma gününü tayin ederek, 15 gün ile mukayyet değildir. Hakim, zarurete göre 15 günden daha önce bir güne duruşmayı koyabileceği gibi, daha sonra da koyabilir. Burada, hakimin gözönünde bulunduracağı prensip duruşmanın en kısa zamanda yapılıp işin en kısa zamanda karara bağlanmasıdır. Son fıkranın son cümlesindeki 15 gün, duruşmanın uzatılması zarureti olan hallerdeki âzami talik müddetidir.

 «Bu maddede yapılan değişiklik ile mercide işlerin sürüncemede kalması önlenmiştir. Buna göre duruşmasız işlerde işin gelişinden itibaren en geç 10 gün içinde karar verilecek, duruşmalar ise ancak zaruret halinde ve 15 günü geçmemek üzere tâlik olunabilecektir.»