Tasarrufun iptali davalarında "borçlu" ve "borçlu ile hukuki işlemde bulunan üçüncü kişi"ler arasında, kanundan doğan bir "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunduğu–
İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taallük ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edileceği- Davanın bedele dönüştürmesi halinde, dava konusu taşınmazların cebri icra yolu ile yapılan satışından artan bir bedel kalması halinde, üçüncü kişi davalının bu bedel ile sorumlu tutulabileceğinden, cebri icra satışı ile ilgili takip dosyası getirtilip bu yönde araştırma yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerektiği-
İptal davasının bedele dönüşmüş olması halinde, mahkemece verilecek kararda, her davalının ne miktarda tazminatla sorumlu tutulduğunun ayrı ayrı belirtilmesi gerekeceği–
6183 sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı, karı-koca arasındaki tasarrufun iptali için açılan davada, "tasarrufun iptaline" karar verilmesi gerekeceği- Kötüniyeti kanıtlanamayan 4. kişi hakkındaki davanın reddinin doğru olduğu- 6183 sayılı AATUHK mad. 3 dava bedele dönüşeceğinden ve dava dilekçesinde bu maddeye göre talepte bulunulduğundan, davalıların taşınmazı elden çıkardıkları tarihteki bilirkişi tarafından belirtilen tutarda tazminatla ve davacının 1999-2000-2001 yılları arasındaki vergi alacağı ve ferileri ile sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiği- Taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark yok ise de davalının ağabeyi ile borçlu arasında dükkanın satışı ile ilgili ticari ilişki olduğu, yine ipotek alacaklısı şirket ile borçlu arasında bayilik ve alacak borç ilişkisi bulunduğu, dolayısıyla davalıların borçlunun ekonomik durumunu bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından, dava konusu dükkanın satışı ile ilgili tasarrufların davacının alacak ve feriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazı borçludan satın almayıp, üçüncü kişiden devralan dördüncü kişiler yönünden tasarrufun iptal edilebilmesi için, bu kişilerin kötüniyetli olduklarının davacı tarafından kanıtlanması gerekeceği, bunun kanıtlanması halinde "tasarrufun iptaline" karar verilmesi, aksi taktirde "tasarrufa konu malı elinden çıkaran (üçüncü) kişinin, elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri ile sorumlu tutularak tazminata mahkum edilmesi" gerekeceği, böyle yapılmayarak kötü niyetli kabul edilen dördüncü kişi hakkında hem "iptal" hem de "tazminat" kararı verilemeyeceği–
Üçüncü kişinin mal veya hakkı, dava sırasında elinden çıkarması veya elinden çıkardığının dava sırasında öğrenilmesi halinde, davanın ıslahına gerek olmadan, davacı-alacaklının "davaya bedel davası olarak devam edilmesini" isteyebileceği gibi, "devralan dördüncü kişiyi davaya dahil ederek, davaya devam edebileceği"–
Davalı şirketin diğer davalıya borcunun bulunmaması, ayrıca alacaklılar arasında ayrım gözetilerek alacağın sadece bir alacaklıya tahsis edilmesinin doğru olmaması nedeniyle davanın kabulüne ve temliki tasarrufun davacı alacaklının takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği-
İptale tâbi tasarruf konusu taşınmazın (taşınırın) davalı (borçlu ile işlemde bulunan üçüncü kişi) tarafından elden çıkarılmış olması ve alıcının da iyi niyetli bulunması halinde mahkemece “taşınmazın (taşınırın) satış tarihindeki değerinin -alacak ve ferileri ile sınırlı olarak- davalıdan tahsiline” karar verilmesi gerekeceği (Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde dava konusu taşınmazı "taşınırı" borçludan satın alan kişinin kötü niyetli olduğunun davacı-idare tarafından kanıtlanamaması halinde, davanın “bedel”e dönüşeceği "6183 s. K.31", borçludan aldığı taşınmazı "taşınırı" elinden çıkarmış olan davalının, bunun elden çıkarıldığı tarihteki keşfen belirlenen gerçek bedelini -davacı alacaklının alacağı ve eklentileriyle sınırlı olarak-davacıya ödemekle yükümlü olacağı)
Daha sonra iflasına karar verilen ve hakkındaki iflas kararı kesinleşen borçlu tarafından, davalı üçüncü kişiye satılan taşınmaz hakkında -kamu alacağından dolayı- açılan tasarrufun iptali davası sonucunda, mahkemece "iptal koşulları oluşan taşınmazın iflas masasına kaydına" karar verilmesi gerekeceği–