İptal davasının, üçüncü kişinin elinden çıkardığı malların yerine geçen değere ilişkin olması halinde, "takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak" tazminata hükmedilebileceği (İİK. 283/II)- Dava konusu taşınmazın davalı-üçüncü kişi tarafından elden çıkarılmış olması (ve taşınmazı alan dördüncü kişinin "iyiniyetli" olması) halinde, üçüncü kişinin İİK. 283/II uyarınca "davacının alacağından fazla olmamak üzere" (davacının alacak ve fer'ilerini geçmemek üzere) ve '... İcra Müdürlüğünün ...... sayılı dosyasında yapılmış olan takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak" tazminatla sorumlu tutulabileceği–
Tasarrufun iptali davalarında, tasarrufa konu malın üçüncü kişi olan davalının elinden çıkmış olması halinde, üçüncü kişinin "o malın elinden çıktığı tarihteki değeri üzerinden -icra takip dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak- tazminata mahkum edilmesi", borçlu davalının ise -alacağın tamamından sorumlu olması nedeniyle- ayrıca tazminata mahkum edilmemesi gerekeceği–
1. HD. 09.06.2009 T. E: 3222, K: 6590-
Tasarufun iptali davası sonucunda "davalı borçlu tarafından icra dosyasındaki alacağın diğer davalı üçüncü kişi oğluna yapılmış olan temlikin iptaline" karar karar verilmiş olması halinde, mahkemece "temlik edilen ..... TL tutarındaki alacağın, davacının alacak ve eklentileri ile sınırlı olarak 'davalılardan' değil sadece 'davalı üçüncü kişiden' tahsiline şeklinde hüküm kurulması gerekeceği (İİK. 283/II)–
‘Taşınmazın aynına ilişkin olmayan’ (taşınmaz üzerindeki kişisel haklara yönelik) ilamların icra takibine konu olabilmesi için, kesinleşmelerine gerek bulunmadığı–
Tasarrufun iptâli davasına konu olan malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması ve malı elinde bulunduran kimse için -kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı için- iptâl isteminde bulunulmaması ya da bu istemin reddedilmesi halinde, üçüncü kişi hakkında malın elinden çıktığı tarihteki değerine hükmedileceği yani bu durumda "iptâl davası"nın "eda (bedel) davası"na dönüşmüş olacağı, bu aşamada mahkemece ayrıca hükmedilen miktara -icra takibinde asıl alacağa faiz yürütülmekte olduğundan- dava tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceği–
Davalı borçlu ile damadı üçüncü kişi arasındaki dokuz adet taşınmaz satışı ve sonrasında üçüncü kişinin muvazaalı borç senedi ile hakkında icra takibi yaptırarak taşınmazlara haciz konulmasına ilişkin tasarrufların iptalinin talep edilebileceği- İİK 282 gereğince, davacı vekiline muvazaalı senet alacaklısı dördüncü kişiyi davaya dahil etmesi için süre verilmesi, dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi veya kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması halinde, İİK 283/2 uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının açılmasından önce dava konusu işyeri tekrar borçluya devredilmiş olduğundan, konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği- Dava açılmasına sebebiyet verdikleri gerekçesi ile davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Üçüncü kişinin, dava konusu mal veya hakkı "dava sırasında elinden çıkarması" veya "elinden çıkardığının dava sırasında öğrenilmesi" halinde, davanın ıslahına gerek kalmadan davacı-alacaklının, "davaya 'bedel davası' olarak devam edilmesini" isteyebileceği gibi "kötü niyetli olduğunu ileri sürdüğü dördüncü kişiyi davaya dahil ederek, davaya devam edilmesini" sağlayabileceği- Bu seçim hakkının mahkemece davacıya hatırlatılması gerekeceği–