Mahkemece verilmiş olan “taşınmazın devir ve temlikinin önlenmesi” konusundaki ihtiyati tedbir kararının, taşınmazın icra dairesince satılmasına engel teşkil etmeyeceği- Alacaklı taşınmazı tasarrufun iptali kararından çok önce cebri icra yoluyla ihalede satın aldığından ve söz konusu tedbir kararının da satışa engel bulunmadığı anlaşılmakla, üçüncü kişi tarafından icra dosyası üzerinden taşınmaz üzerine haciz konulmasının hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davasını kazanmış olan davacı alacaklının bu ilamı asıl (borçlu hakkında yürüttüğü) takip dosyasına koyarak infaz ettirebileceği, ayrı takip konusu yapamayacağı-
Tasarrufun iptali davalarında, borçlu ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, satın aldığı malı elinden çıkarmış ve dördüncü kişinin "iyiniyetli" olması halinde, üçüncü kişinin -elinden çıkardığı malın, elden çıktığı tarihteki değeri oranında ve davacı alacaklının alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak- tazminata mahkum edilmesi, dördüncü kişinin "kötüniyetli" olduğunun kanıtlanması halinde ise; mahkemece "tasarrufun iptaline" karar verilmesi gerekeceği–
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerindeki 'bina'nın davalı-üçüncü kişi tarafından tasarruf tarihinden sonra yapıldığı anlaşıldığından ve davacı-alacaklının da bu binanın borçlu tarafından yapıldığını ispat edemediğinden, mahkemece, arzın üzerindeki yapıların arzın mülkiyetine tabi olduğu gerekçesiyle taşınmaz üzerindeki 'bina'yıda kapsar şekilde tasarrufun iptaline karar vermesinin yerinde olmadığı-
Muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davaları sonucunda, danışıklı işlemin -örneğin; muvazaalı araç satışının- kanıtlanması halinde, "tesçilin iptaline" değil, "iptal ve tesçile gerek olmaksızın aracın haciz ve satışına" karar verilmesi gerekeceği–
Tasarrufun iptali davasının sabit olması halinde, mahkemece "... davalı-üçüncü (ve dördüncü) kişiye yapılan tasarrufun, 'takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak' iptaline..." şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Dava konusu taşınmaza -üzerindeki ipotek ve hacizler de eklendiğinde- değerinin çok üstünde bir bedel ödenerek alınmasının, hayatın olağan akışına aykırı olup, yapılan satışın iptalini gerektireceği–
Borçlu ile hukuki muamelede bulunmayan ve dördüncü kişi durumunda olan davalıların tazminatla sorumlu tutulabilmeleri için, kötü niyetli olduklarının davacı (idare) tarafından kanıtlanması gerekeceği–