Doğrudan doğruya borçlu değil de, borçlunun sattığı kişiden dava konusu taşınırı/taşınmazı satın almış olanlar (4. kişiler) hakkında iptâl davası açılabilmesi (ve yargılama sonunda iptâl kararı verilebilmesi) için "bu kişilerin kötüniyetli olduklarının, davacı-alacaklı tarafından kanıtlanması" gerekeceği–
Üçüncü kişinin tasarrufa konu malı elinden çıkarması halinde, davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak, elden çıkarma tarihindeki tasarruf değeri üzerinden bedele hükmedilmesi gerekeceği–
Tasarrufun iptali davalarında, borçlu ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, satın aldığı malı elinden çıkarmış ve dördüncü kişinin "iyiniyetli" olması halinde, üçüncü kişinin -elinden çıkardığı malın, elden çıktığı tarihteki değeri oranında ve davacı alacaklının alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak- tazminata mahkum edilmesi, dördüncü kişinin "kötüniyetli" olduğunun kanıtlanması halinde ise; mahkemece "tasarrufun iptaline" karar verilmesi gerekeceği–
6183 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince "kötüniyetli dördüncü kişiye dava açılmaması veya kötüniyetinin isbatlanamaması halinde, davalı üçüncü kişinin, dava konusu mal, hak ve değeri elinden çıkarmış olması halinde, elinden çıkardığı tarihteki değerini nakden ödemekle yükümlü olacağı–
Tasarrufun iptali davaları sonucunda kurulacak hükümde "iptal edilen tasarrufun hangi takiplerdeki alacak ve ferilerini kapsadığının açıkca belirtilmesi" gerekeceği–
6183 sayılı Kanun uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında, davanın kabulü halinde “ödenmemiş olan vergi borcunun tasarruf tarihindeki asıl vergi borcu ve gecikme faizi ile sınırlı olarak” yapılmış olan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İflas kararının verilmesi ile birlikte tasarrufun iptali davası sonucu elde edilen menfaatin masaya geçeceği ve alacakların ödenmesine tahsis edileceği; bu nedenle takip alacaklısının kendi dosyasından tasarrufun iptaline konu taşınmazı ihale yolu ile sattırmak sureti ile alacağını almasının mümkün olmadığı-
Tasarrufun iptali davasının sabit olması halinde mahkemece "iptal ve tescil kararı" değil "davacının alacaklı olduğu ........ dosyasından doğan alacağını alabilmesi için, takip tutarı ile sınırlı olmak üzere (yani; takip konusu alacak ve fer'ile ile sınırlı olarak) dava konusu taşınmazın haciz ve satışı yetkisinin davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptâli davasına konu olan malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması ve malı elinde bulunduran kimse için -kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı için- iptâl isteminde bulunulmaması ya da bu istemin reddedilmesi halinde, üçüncü kişi hakkında malın elinden çıktığı tarihteki değerine hükmedileceği yani bu durumda "iptâl davası"nın "eda (bedel) davası"na dönüşmüş olacağı, bu aşamada mahkemece ayrıca hükmedilen miktara -icra takibinde asıl alacağa faiz yürütülmekte olduğundan- dava tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceği–