Tüzel kişilerin (anonim, limited vb. gibi) temsil organını oluşturan kişilerin, tüzel kişiden alınamayan vergi borçlarından -kendilerinin kasdı ya da ihmali bulunmasa da- kişisel olarak sorumlu oldukları, bunun için vergi alacağının temsil edilen şirketin malvarlığından kısmen ya da tamamen alınamamış olması ve temsilciler aleyhine takip yapılarak, ödeme emri gönderilmesi ve onlar hakkındaki takibin kesinleşmiş olması gerekeceği (213 s. VUK. mad. 10; 6183 s. K. mükerrer mad. 35)—(NOT: 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. Maddesi’nin (5) ve (6). Fıkralar, Anayasa Mahkemesi’nin 19.03.2015 T. VE E: 2014/144, K: 2015/29 Sayılı Kararı İle İptal Edilmiştir.)
«Bono», her zaman düzenlenmesi mümkün bir senet olduğundan -satış sözleşmesi, ticari defter kayıtları gibi- başka delillerle doğrulanmadıkça, alacağın varlığına ilişkin «yeterli delil» sayılamayacağı—
İlama bağlanmış nafaka alacağına satış (ihale) tarihi itibariyle ulaştığı miktar yönünden öncelik tanınması gerekeceği—
İhtiyaten haczedilen mal satılmış ancak satış bedeli paylaştırılırken ihtiyati haciz henüz kesin hacze dönüşmemiş ise, ihtiyati haciz için para ayrılıp bu paranın İİK.nun 138/IV. maddesi uyarınca depo edilmesi ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi halinde ihtiyati haciz sahibi alacaklıya, dönüşmemesi halinde ise sıra cetveline göre diğer alacaklılara paylaştırılması gerekeceği–
«Davalı alacaklının alacağının gerçekte mevcut olmadığının» (muvazaalı olduğunun) ileri sürülmesi halinde, alacağın esasına yönelik bir itirazın varlığının kabulü gerekeceği—
Sıra cetveline itiraz davalarında, «davalının sıra cetveline yazılan alacağının gerçekte mevcut olup olmadığı»nın tesbiti için mahkemece tacir olan tarafın (tarafların) ve borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği—
«Borçlunun eşi olan davalının anlaşmalı boşanma sonucunda çok yüksek miktarda manevi tazminat ödenmesini borçluyla yaptığı muvazaalı protokol uyarınca sağlamış olduğu»nu sıra cetveline itiraz davasında davacı-alacaklının ileri sürebileceği—
«Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde daha önce ev yaptırdığını, bu durumun mahkeme kararıyla sabit olduğunu, evle birlikte satılan taşınmazın bedelinden, evin bedelinin ayrılıp kendisine ödenmesi gerektiği»ni ileri sürerek evi yaptırmış olan kişi tarafından «sıra cetveline itiraz davası» açılabileceği—
Avukatın, sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkına sahip olduğu—