Üçüncü kişilerin kural olarak başka kişiler arasındaki alacak ve borç ilişkisi hakkında dava açamamalarına rağmen sıra cetveline itiraz dava ve şikayetinin bu kuralın bir istisnası olduğu—
Taşınmaz bir mal üzerine haciz koyduran alacaklının, haciz tarihini izleyen 2 sene (şimdi; 1 sene) içinde satış isteminde bulunmaması ya da bu yöndeki talebini geri alması halinde haczin düşeceği- Davacının satılan taşınmaz üzerine koydurduğu ilk haciz, satış tarihinde henüz düşmemiş olup, davacı bundan önce haczinin yenilenmesini talep etmişse de, bu istemin henüz satış isteme süresi dolmamış bulunan ilk hacizden vazgeçme anlamına gelmeyeceği; «sıra cetvelinin davacının ilk haczinin ayakta bulunması esasına göre düzenlenmesiı» gerektiği-
Muvazaa nedenine dayanan sıra cetveline itiraz davalarında isbat yükünün davalı-alacaklıda olduğu, davalı-alacaklının alacağının varlığını «takipten önce düzenlenmiş, usulüne uygun ve birbirini doğrulayan belgelerle» kanıtlaması gerekeceği—
Sıra cetveline itiraz dilekçesinde «başka alacaklıların hem alacağının esas ve miktarına» ve hem de «sırasına» itiraz edilmesi halinde, uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerekeceği—
Fona devredilen bankaların alacakları 6183 sayılı Kanuna göre tahsili gerekmekte ise de, bu bankaların alacaklarının sıra cetvelinde «imtiyazlı alacak» olarak yer alacağına dair özel bir düzenleme bulunmadığı—
«İşçi alacakları»nın, iflas halinde (borçlunun iflası durumunda) «birinci sırada» imtiyazlı oldukları, borçlunun mallarının haciz yolu ile takip sonucunda satılmaları üzerine düzenlenen sıra cetvelinde, bu alacaklıların koydukları haczin, ilk hacze iştirak etmeleri (İİK. 100) halinde, haczine iştirak ettikleri alacaklılarla aynı hacze iştirak eden diğer alacaklılara karşı «imtiyazlı alacak» olarak kabul edilecekleri, önceki tarihli hacizlerin önüne geçemeyecekleri—
İlk sıra cetvelinde kendisine pay ayrılmayan alacaklının, yeni düzenlenen sıra cetvelindeki alacağının esas ve miktarına başka alacaklılar tarafından itiraz edilebileceği—
Kara taşıt araçlarının sicil kaydına konan haczin, araç sahibinin araç üzerindeki tasarrufunu kısıtlaması nedeniyle, geçerli bir «el koyma» ve «haciz» niteliğinde olduğu - Aracın kaydına haciz koydurmuş olan alacaklıya da, aracı fiilen haciz ettirmiş alacaklı gibi, sıra cetvelinde yer verilmesi gerekeceği - Kara taşıt araçlarının «fiili haczi» ile «kayden haczi» arasında doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından fark olmadığı, bunlardan hangisi daha önce yapılmışsa, onun için sıra cetvelinde daha ön sırada yer ayrılacağı—
Satılan malın aynından doğmayan prim, stopaj ve damga vergisi gibi kamu alacaklarından dolayı konulan haczin daha önce kurulan rehne karşı önceliği bulunmadığı-