Kara taşıt araçlarının sicil kaydına konan haczin, araç sahibinin araç üzerindeki tasarrufunu kısıtlaması nedeniyle, geçerli bir «el koyma» ve «haciz» niteliğinde olduğu - Aracın kaydına haciz koydurmuş olan alacaklıya da, aracı fiilen haciz ettirmiş alacaklı gibi, sıra cetvelinde yer verilmesi gerekeceği - Kara taşıt araçlarının «fiili haczi» ile «kayden haczi» arasında doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından fark olmadığı, bunlardan hangisi daha önce yapılmışsa, onun için sıra cetvelinde daha ön sırada yer ayrılacağı—
Vergi idaresinin takip borçlusunun borcu için üçüncü kişinin 6183 sayılı Kanunun 10/5. maddesi uyarınca teminat olarak gösterdiği mallar üzerine uyguladığı haczin geçerli olacağı—
Satış isteyerek süreyi (İİK. mad. 106, 110) kesmiş olan alacaklının, satış gününde (günlerinde) hacizli malın (aracın) satılamaması üzerine, haciz tarihinden itibaren başlamış olan bir yıllık sürenin kalan kısmı (süresi) içinde satış talebinde bulunmak zorunda olduğu—
«Sıra cetveline itiraz davaları»nda (ve «sıra cetveline yönelik şikayet»lerde) sırasına itiraz edilen alacaklı ya da alacaklıların «karşı taraf» (davalı) olarak gösterilmesi [eğer gösterilmemişse mahkemece (icra mahkemesince) bu kişilerin davaya dahil ettirilmesi] gerekeceği—
Üzerine ihtiyati haciz konulan şeyin kesin hacze dönüşmeden kamu alacağı için haczedilmesi halinde ihtiyati haczin kamu alacağından dolayı konulan hacze iştirak edemeyeceği—
SSK’nun ilk hacze -6183 s. K. mad. 21/1 uyarınca- katılabilmesi için, alacağının prim alacağı veya 6183 s. K. mad. 1 kapsamında olan bir kamu alacağı olması gerektiği (SSK’nun sebepsiz zenginleşme, haksız fiil ve sözleşmelerden doğan alacakları için, ilk hacze -6183 s. K. mad. 21/I uyarınca- katılamayacağı)—
Satış isteme süresi dolmadan icra müdürlüğüne yapılan «haczin yenilenmesi talebi»nin ve icra müdürlüğünce verilen «haczin devamına» ya da «haczin yenilenmesine» ilişkin kararın, süresinde satış istenmemesi halinde haczin düşmesini önlemeyeceği-
Sıra cetveline itiraz dilekçesinde davalının alacağının esasına ve/veya miktarına itiraz edilmiş olması halinde uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerekeceği—