Muvazaa nedenine dayanan sıra cetveline itiraz davalarında isbat yükünün davalı-alacaklıda olduğu, davalı-alacaklının alacağının varlığını «takipten önce düzenlenmiş, usulüne uygun ve birbirini doğrulayan belgelerle» kanıtlaması gerekeceği—
Ticari işletme rehninin, rehinli alacaklıya diğer yasaların rehne tanıdığı bütün hak ve imkanları sağladığı ve İİK. 206/I’e göre de satılan malın bedeli üzerinde rehin alacaklısına rüçhan hakkı verdiği-
Kara taşıt araçlarının fiilen haczi ile kayden haczi arasında hukuken bir fark bulunmadığı, İİK. mad. 106’da satış isteme süresinin kaydî haciz ile de başlayacağı ve araç fiilen haczedilmemiş (muhafaza altına alınmamış) ve kıymet takdir yapılmamış dahi olsa, kayden haczedildiği tarihten itibaren İİK. mad. 106 uyarınca, satış masrafı da yatırılarak (İİK. mad. 59) satışının talep edilmemiş olması halinde, araç üzerindeki haczin düşeceği—
Yasal süre içerisinde satış istenmemesi nedeniyle düşmüş olan hacizlerin sıra cetvelinde yer alamayacağı—
Sıra cetvelinin düzenlenmesinden sonra her bir alacaklının, özellikle kendilerinden önceki alacaklıların takiplerindeki usulsüzlükleri «sıra cetveline itiraz» yolu ile ileri sürebilecekleri—
Hacizli malın muhafazası için yapılan giderlerin, satış tutarından -sıra cetveli düzenlenmeden- öncelikle alınacağı—
Sıra cetveline itiraz dava ve şikayetlerinde, bir alacaklının ancak kendisinden önceki ya da kendisi ile aynı derecede hacze iştirak etmiş alacaklılar hakkında dava açmakta hukuki yararının bulunacağı—
Kamu alacağından dolayı konulan haczin, hacze iştirake imkan vermesi için, kesin (kat’i) haciz olması gerektiği (Kamu alacağından dolayı uygulanan ihtiyati haczin ilk hacze iştirak imkanı vermeyeceği)