Sıra cetveline itiraz davalarında, «davalının sıra cetveline yazılan alacağının gerçekte mevcut olup olmadığı»nın tesbiti için mahkemece tacir olan tarafın (tarafların) ve borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği—
İİK’nun 206. maddesinde, 4949 s. K. ile -17.7.2003 tarihinde- yapılan değişiklikten sonra (ve 6183 sayılı Kanunun 21/III. maddesinde; 5479 sayılı Kanun ile 8.4.2006 tarihli değişiklik yapılmadan önce) kamu alacaklarının 4. sırada yer alacağı—
Borçlunun taşınmazı üzerine haciz koydurmuş olan alacaklının -satış talep edip, bu talebini daha sonra geri almış olsa dahi- iki yıldan kalan süre içinde satış istememesi halinde, haczin düşeceği ve bu alacaklının sıra cetvelinde yer alamayacağı—
Üçüncü kişilerin kural olarak başka kişiler arasındaki alacak ve borç ilişkisi hakkında dava açamamalarına rağmen sıra cetveline itiraz dava ve şikayetinin bu kuralın bir istisnası olduğu—
Taşınmaz bir mal üzerine haciz koyduran alacaklının, haciz tarihini izleyen 2 sene (şimdi; 1 sene) içinde satış isteminde bulunmaması ya da bu yöndeki talebini geri alması halinde haczin düşeceği- Davacının satılan taşınmaz üzerine koydurduğu ilk haciz, satış tarihinde henüz düşmemiş olup, davacı bundan önce haczinin yenilenmesini talep etmişse de, bu istemin henüz satış isteme süresi dolmamış bulunan ilk hacizden vazgeçme anlamına gelmeyeceği; «sıra cetvelinin davacının ilk haczinin ayakta bulunması esasına göre düzenlenmesiı» gerektiği-
Muvazaa nedenine dayanan sıra cetveline itiraz davalarında isbat yükünün davalı-alacaklıda olduğu, davalı-alacaklının alacağının varlığını «takipten önce düzenlenmiş, usulüne uygun ve birbirini doğrulayan belgelerle» kanıtlaması gerekeceği—
Sıra cetveline itiraz dilekçesinde «başka alacaklıların hem alacağının esas ve miktarına» ve hem de «sırasına» itiraz edilmesi halinde, uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerekeceği—