İİK’nun 280. (ve 6183 s. K’nun 24. vd.) maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan «tasarrufun iptali davaları»nda, işyeri devrinin, İİK’nun 44. maddesindeki koşullara uygun olarak yapılmamış olması halinde (BK’nun 179. maddesine göre; işyerini devralan kişi, devredenin borçlarından müteselsilen sorumlu olduğundan) açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
Borçlu şirketin fabrikasını satın almış olan davalı şirketle borçlu şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığının saptanması için her iki şirketin ana sözleşmeleri ve ticaret sicil dosyaları getirtilerek, her iki şirketin kurucuları ile ortaklarının kimler olduğunun araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçludan taşınmazı satın alan üçüncü kişi ile bunun taşınmazı devir ettiği kişinin aynı şirkete ortak bulunmaları halinde, davalılar arasında "organik bağ"ın varlığının -ve dolayısı ile muvazaanın- kabulü gerekeceği–
Borçlunun, işyerini ortağına devretmesi halinde, işyerini devir alan üçüncü kişinin, borçlunun, alacaklıları zarara sokmak kasdıyla hareket etmiş olduğunu bilmediğini ileri süremeyeceği–
İİK. mad. 280/IV (III)'de öngörülen işlemleri yapmadan ticari işletmeyi devralan üçüncü kişinin, devir işleminin geçersizliğinin alacaklı tarafından tesbit ettirilmesi halinde, tazminat (kâr mahrumiyeti) isteminde bulunamayacağı-
Borçlunun, ortak olduğu işyerindeki hissesini, ortağının oğluna devretmesi halinde, işyerini devralan davacı 3. kişinin, borçlunun "alacaklılarını zarara sokmak kasdiyle hareket etmiş olduğunu" bilmediğini ileri süremeyeceği-
Olayların akışından, üçüncü kişinin "borçlunun varlığını eksiltmek amacı ile işlemde bulunduğunu" bildiği ya da bilmesinin gerektiği durumlarda, iyiniyet iddiasında bulunamayacağı-