‘Gecikmiş itiraz’dan söz edilebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olmasına rağmen borçlunun bir engel nedeniyle süresi içinde ödeme emrine itiraz edememiş olması gerektiğinden, ödeme emrinin Tebligat Kanununun 21. maddesine uygun olarak tebliğ edilmesi üzerine borçlu o sırada yaz tatilinde köyde bulunduğundan borçlunun başvurusunu gecikmiş itiraz olarak değerlendirilerek tüm delillerinin toplanıp ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Ödeme emri tebliğindeki usulsüzlüğün, gecikmiş itiraz nedeni yapılamayacağı-
Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede “gecikmiş itiraz” deyimini kullanmış olmasının –hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan- yapılan başvurunun “şikayet” olarak değerlendirilmesine engel teşkil etmeyeceği–
Borçlunun (vekilinin) icra mahkemesine verdiği dilekçede “gecikmiş itirazdan” söz etmesinin sonuca etkili olmadığı, çünkü HMK’ nın 33. maddesi gereğince hukuki sebebi ve uygulanacak yasa maddesini belirlemenin hakimin görevine giren bir konu olduğu; ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğün gecikmiş itiraz nedeni olarak kabul edilemeyeceği, tebligatın usulsüz olarak yapılmış olduğu sonucuna varılması halinde Tebligat Kanunun 32. maddesi çerçevesinde tebliğ tarihinin düzeltilmesiyle yetinileceği-
HUMK’un 76. maddesi (yeni HMK.’nın 33. Maddesi) gereğince hukuku tavsif hakime ait olduğundan icra mahkemesine ‘tebligatın usulsüz olduğu’ belirtilerek yapılan başvuru dilekçesinde ‘gecikmiş itiraz’dan bahsedilmiş olsa dahi, yapılmış olan başvurunun ‘şikayet’ olarak algılanması gerekeceği–
Şikayetçi Üniversitesi Vakfına (adreste bulunan muhatabın muhasebecisine yapılan tebligatın usulsüz olduğu (Teb. K. mad.12-13; Teb. Tüz. mad. 17 ve 18)- Borçlunun (vekilinin) icra mahkemesine verdiği dilekçede “gecikmiş itirazdan” söz etmesinin sonuca etkili olmadığı, çünkü HMK’ nın 33. maddesi gereğince hukuki sebebi ve uygulanacak yasa maddesini belirlemenin hakimin görevine giren bir konu olduğu; ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğün gecikmiş itiraz nedeni olarak kabul edilemeyeceği, tebligatın usulsüz olarak yapılmış olduğu sonucuna varılması halinde Tebligat Kanunun 32. maddesi çerçevesinde tebliğ tarihinin düzeltilmesiyle yetinileceği-
Borçlular arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğundan, şikayetçi adına gönderilen ödeme emri tebligatının, diğer borçlunun eşine yapılmış olmasının, Tebligat Kanunun 39. maddesine aykırı olacağı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun usulsüz tebligata ilişkin şikayet olarak kabul edilip, uyuşmazlığın buna göre sonuçlandırılması gerekeceği-