Somut olayda, muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşunun tebliğ tutanağında imzasının bulunmadığının görüldüğü, tebligatın bu hali ile usulsüz olduğunun kabulünün gerekeceği, bu durumda uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesinin gerekeceği-
Başvurunun usulüz tebligat olarak mı, gecikmiş itiraz olarak mı kabul edildiği belirlenmeden sonuca gidilmesi kabule göre de mazeret kabul edildiği halde icra mahkemesince durma kararı verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiği tarihte tatilde olması nedeniyle yaptığı itirazın, gecikmiş itiraz hükmünde olduğu-
“Gecikmiş itiraz”da, “tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş bulunması” söz konusu olduğu halde, “usulsüz tebligat” da, “tebligatın muhatabına usulüne uygun olarak yapılmamış olması”nın gerekeceği-
"Örnek 7" ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte, Haziran/Eylül yaz döneminde şehir dışında Hoşköy beldesinde bulunan yazlığında kalan ve bu takipten 04.02.2011 tarihinde, yazlıktan eve döndükten sonra haberdar olan borçlunun İİK. m. 65'e göre gecikmiş itirazda bulunabileceği-
Borçlunun mahkemeye verdiği şikayet dilekçesinde “gecikmiş itiraz” deyimini kullanmış olmasının, HUMK'nun 76. (şimdi; HMK’nun 33.) maddesi uyarınca hukuki nitelendirmenin hakime ait olması nedeniyle, sonuca etkili olmayacağı, başvurunun bu haliyle “tebligat usulsüzlüğü şikayeti” olarak kabul edilmesi gerekeceği-
“Gecikmiş itiraz” isteminde bulunmuş olan borçlunun dilekçesine “gribal enfeksiyon”a ilişkin eklediği raporda “5 günlük süre ile yatak istirahati uygun görülmüştür.” denilmiş olmasının “icra dairesine gidilerek borca itiraz edilmesine veya vekil atanmasını engelleyici olduğu” ayrıca belirtilmemiş olduğundan, mahkemece bu rapora dayanılarak “gecikmiş itiraz talebinin kabulüne” karar verilemeyeceği-