Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad. 33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-
“Ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi” için yapılan şikayet dilekçesinde “gecikmiş itiraz”dan bahsedilmiş olmasının önem taşımayacağı–
İcra mahkemesinin –HUMK’nun 74. (yeni HMK’nun 26.) maddesine göre taleple bağlı olarak karar verebileceği-
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 19/II maddesi uyarınca ilgililerin “haczedilmezlik”, “istihkak” prosedürü dışında “finansal kiralama konusu malların haciz veya iflas dışında bırakılması” isteminde bulunabilecekleri–
İcra mahkemesine yazılan dilekçede yapılan maddi hataların her zaman düzeltilebileceği–
İcra mahkemelerinin sadece “ihalenin feshi isteminin reddine” ilişkin olarak verilen kararlar ile “istihkak davaları” sonucunda verdikleri kararlara karşı “yargılamanın iadesi” yoluna gidilebileceği–
Tebligat kanununun 32. maddesine göre borçlunun usulsüz tebliğden haberdar olduğunu beyan ettiği tarihte, takibin şekline göre icra dairesine itiraz etmemiş olmasının, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği–
Borçlu vekilinin, aynı nedene dayanarak tüm alacaklılar yönünden tek bir dilekçe ile şikayette bulunabileceği–
“Fiil ehliyetsizliği”nin, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, mahkemece doğrudan doğruya göz önünde bulundurulacağı–