Türk mahkemelerinde "dava" ve icra dairelerinde "takip" açan yabancı gerçek ve tüzel kişi yabancıların -MÖHUK. mad. 32 uyarınca- yargılama ve takip giderlerini «icra takip harcı»nı, «icra masrafları»nı, «itiraz ve itirazın kaldırılması duruşmasındaki yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti»ni, «cezaevi harcı»nı ve« takip yüzünden borçlunun uğrayacağı zarar»ı temin edecek (karşılayacak) miktarda ve genel uygulamalar doğrultusunda makul yeterlilikte teminatı «döviz olarak» TC. Merkez Bankasına depo etmek zorunda olduğu–
İcra mahkemesince uyuşmazlığın niteliğine göre, duruşma açılarak gerektiğinde bilirkişi mütalaası da alınarak ve keşifte yapılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği–
2675 sayılı MÖHUK’un 32. maddesinde (şimdi; 5718 sayılı MÖHUK'un 48. maddesinde)geçen “mahkeme” kelimesinin, icra takipleri için “icra dairesi” olarak anlaşılması gerekeceği–
“Kıdem tazminatının ücretten sayılacağına” ilişkin bir hüküm bulunmaması nedeniyle, tamamının haczedilebileceği–
Adi ortaklığın hükmü şahsiyeti (tüzel kişiliği bulunmadığında, ‘taraf ehliyeti’ olmadığı–
Taşınmazdan ayrı olarak tek başına haczedilebilen teferruatın (eklentinin) gerçekten teferruat (eklenti) niteliğinde bulunup bulunmadığının yerinde keşif yapılarak araştırılması gerekeceği–
Alacağı temlik olan kişinin, icra dosyasının ihyasını istemekte hukuki yarar sahibi sayılacağı–
Duruşma davetiyesinin "ölü oldukları"ndan bahisle karşı tarafa tebliğ edilemeden iade edilmesi halinde, şikayetçiye "ölü kişilerin mirasçılarının yargılamaya dahil edilmesi için" süre verilmesi gerekeceği–
Borçlunun -«ödeme emri tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu» ileri sürerek- «ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesini» istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Belediye meclisince (encümenince) verilen «kamuya tahsis kararı»nın iptali için, alacaklı tarafından idari yargıda dava açıldığının anlaşılması halinde, icra mahkemesindeki haczedilmezlik şikayetinde, bu davanın sonucunun beklenmesi gerekeceği–