İlamın infazı aşamasında, infaz yerinde üçüncü bir kişinin bulunması halinde dahi, ilamın “hüküm bölümü”nün aynen infazı gerekeceği–
Alacaklının yabancı uyruklu olması halinde, bu kişiye 2675 sayılı kanununun 32. maddesinde (şimdi; 5718 sayılı Kanunun 48. maddesinde) öngörülen teminatı döviz olarak merkez bankasına depo etmesi konusunda icra mahkemesince kesin süre verilmesi, bu süre içerisinde bunun yerine getirilmemesi halinde ‘takibin iptaline’ karar verilmesi gerekeceği–
Takibin iptali ve borçlu lehine hükmedilen inkar tazminatının içeren ilamın eda emrini taşıyan nihai karar olması nedeniyle ilamlı icra takibine konu oluşturabileceği ve İİK. 364/III uyarınca da kesinleşmeden takibe konulabileceği, ancak borçlunun İİK.169a/V uyarınca menfi tesbit davası açmış olması halinde inakr tazminatının tahsilinin bu davanın sonuna kadar erteleneceği–
Açıkça takipteki hakkın özünden vazgeçilmediği sürece icra dosyasının infazen işlemden kaldırılmış olmasının, icra mahkemesince yapılmış olan şikayeti incelemesine engel teşkil etmeyeceği–
Türk mahkemelerinde "dava" ve icra dairelerinde "takip" açan yabancı gerçek ve tüzel kişi yabancıların -MÖHUK. mad. 32 uyarınca- yargılama ve takip giderlerini «icra takip harcı»nı, «icra masrafları»nı, «itiraz ve itirazın kaldırılması duruşmasındaki yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti»ni, «cezaevi harcı»nı ve« takip yüzünden borçlunun uğrayacağı zarar»ı temin edecek (karşılayacak) miktarda ve genel uygulamalar doğrultusunda makul yeterlilikte teminatı «döviz olarak» TC. Merkez Bankasına depo etmek zorunda olduğu–
İcra mahkemesince uyuşmazlığın niteliğine göre, duruşma açılarak gerektiğinde bilirkişi mütalaası da alınarak ve keşifte yapılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği–
2675 sayılı MÖHUK’un 32. maddesinde (şimdi; 5718 sayılı MÖHUK'un 48. maddesinde)geçen “mahkeme” kelimesinin, icra takipleri için “icra dairesi” olarak anlaşılması gerekeceği–
“Kıdem tazminatının ücretten sayılacağına” ilişkin bir hüküm bulunmaması nedeniyle, tamamının haczedilebileceği–
Adi ortaklığın hükmü şahsiyeti (tüzel kişiliği bulunmadığında, ‘taraf ehliyeti’ olmadığı–