Borçlu ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle aynı işkolunda faaliyette bulunan davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden sayılması gerekeceği–
Üçüncü kişi konumundaki şirketin ortağı ve temsilcisi olan kişinin aynı zamanda borçlunun da vekili olması halinde, bu kişinin borçlunun, alacaklılarından mal kaçırma kastını biliyor sayılacağı-
Dava konusu aracın bir kamyonet olması, satın alan üçüncü kişinin cinsiyeti, borçlu ile davacı arasındaki yakın akrabalık bağı, sözleşmenin takibe konu taksitlerin yatırılmaması nedeni ile borcun kat edildiği tarihten sonra ve takipten kısa bir süre önce yapılması olguları  bir  arada gözetildiğinde,  taraflar  arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı devir yapıldığının tartışmasız olduğu-
"Borçlu" ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, borçlunun "babası"/"annesi" (ya da "kızı/oğlu") olması halinde, bu kişinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kişi arasındaki işlemin -İİK. 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile işlemde bulunan diğer davalı arasında kayınpeder-damat ilişkisi bulunması nedeniyle, borçlunun iyiniyetli bir şahıstan beklenmeyecek tasarruflarla mevcudunu eksilttiği ve üçüncü kişinin bu durumu bilmesi gerektiğinden, mahkemece dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Borçlu tarafından kurulan ipoteğin -ipotek bedelinin taşınmazın değerinden yüksek olması, tarafların başka bir şirkette ortak olması vb. nedenlerle- muvazaalı olduğu kabul edilerek, ipotek tesisine ilişkin işlemin iptaline dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı–
Borçlu tarafından, davalı üçüncü kişiye üzerindeki ipotekle birlikte devredilmiş olan taşınmazın, onbeş gün sonra ve üzerindeki ipotekle birlikte ancak değerinin çok üzerinde devredilmiş olmasının, hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden, iptali gerekeceği–