Borçlu ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle aynı işkolunda faaliyette bulunan davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden sayılması gerekeceği–
"Borçlu" ile "üçüncü kişi" arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunması halinde, üçüncü kişinin "borçlunun, alacaklılardan mal kaçırma kasdıyla hareket etmiş olduğunu bilebilecek durumda" sayılması gerekeceği–
Davanın, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasar­rufun iptali istemine ilişkin olduğu- 6183 s. Yasa'nın 27. maddesi delaletiyle 28/2 maddesi gereğince 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği-
Dördüncü kişi konumundaki borçlunun ortağı olan davalının, borçlunun "alacaklılardan mal kaçırmak ya da alacaklılarına zarar vermek kasdı ile hareket ettiğini" bilebilecek durumda olduğu–
Üçüncü kişinin, borçlu şirketin hakim ortağı olan kişinin teyzesi olması halinde, borçlunun amacını ve mal kaçırma kasdını bilebilecek durumda olduğu–
Dava konusu taşınmaz üzerine borçlunun davalı üçüncü kişidenn aldığı borca karşılık davalı üçüncü kişi lehine 2. derecede faizsiz ve 2 yıl süre ile ipotek tesis edildiği ve taşınmazın davalı üçüncü kişiye satıldığı anlaşıldığından, bu işlemin TMK.'nun  873. maddesine göre geçersiz olduğu-Borçlunun, borcuna mahsuben mallarını alacaklıya vermesinin (satmasının) -İİK. 279/I-2 uyarınca "mutad ödeme vasıtası" olarak kabul edilemeyeceği ve bu nedenle iptale konu olacağı-
Dava konusu aracı borçludan satın alan şirketin, borçlu ile organik bağının bulunması halinde, "borçlunun kamu alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla tasarrufta bulunmuş olduğu"nun, davalı şirket tarafından biliniyor farzedileceği–
Satışın, "davalı borçlunun, diğer davalı üçüncü kişiden faizle aldığı borca karşılık (mahsuben) teminat amacıyla" yapılmış olduğunun anlaşılması halinde, satışın iptaline karar verilmesi gerekeceği–