«Ticari temsilci (mümessil)»in, bir «ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından, işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere, sarih veya zımni, kendisine izin verilen kimse» olduğu (BK. 449; şimdi; TBK. mad. 547); «ticari temsilci»nin, «iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun adına müessesenin amacına dahil olan bütün tasarrufları yapmak yetkisine sahip» olduğu (BK. 450/I), «ticari vekil»in, kambiyo taahhüdünde bulunabilmek için özel yetkiye sahip olması gerektiği halde (BK. 388; şimdi; TBK. mad. 504), «ticari temsilci»nin ise, böyle bir özel yetkiye sahip olmadan kambiyo taahhüdünde bulunabileceği—
Borçluya gönderilen ödeme emrinin, «Ankara’da, annesine» tebliğ edilmiş olmasının, borçlunun adresinin (yerleşim yerinin) Ankara olduğunu göstermeyeceği—
Zamanaşımını kesen işlem hangi borçlu hakkında ise, sadece ona karşı sonuç doğuracağı ve BK. 134 hükmünün (şimdi; TBK. mad. 155) kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde uygulanmayacağı—
Borçluların «takip dayanağı senette imzalarının olmadığını, şahsen borçlarının bulunmadığını, keşideci olarak tüzel kişi kooperatifin borçlu olduğunu» bildirmelerinin «borca itiraz» niteliğinde olduğu—
Kooperatif yetkilileri dışında bonoyu imzalamış olan kişilerin, bono bedelinden «aval veren» sıfatıyla sorumlu olacakları—
Takip alacaklısının (hamilinin) kötüniyetli olduğu (senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği) iddia ve takip hukukuna açısından geçerli bir (yazılı) belge ile kanıtlanmadıkça, keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği -«ödeme» «takas» «bedelsizlik» gibi- kişisel def’ileri -vadeden önceki «temlik cirosu» ile senede hamil alan- takip alacaklısına ileri süremeyeceği (TTK. 690; şimdi; Yeni TTK. mad. 778 ve 599; şimdi; Yeni TTK. mad. 687) (Hâmilin bonoyu ciro yoluyla alırken, bile bile borçlunun zararına hareket ettiği (kötüniyetli olduğu) kanıtlanmadıkça, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan borçlunun «keşideci veya önceki hamillerden birisi ile, kendisi arasındaki» veya «keşidecinin, lehtarla kendisi arasındaki» ilişkiden doğan def’ileri, hâmile karşı ileri süremeyeceği)—
Kendisine ancak açıkça kambiyo senedi (bono, poliçe, çek) düzenle-me konusunda özel yetki verilmiş olan vekilin (BK. 388/III; şimdi; TBK. mad. 504/3) düzenleyeceği senedin, vekil edeni de bağlıyacağı—
Asıl borçlu hakkındaki takip iptal edilmediği sürece icra kefilinin borçtan sorumlu olacağı ve onun dosya borcundan sorumluluğunun -BK. 125 (şimdi; TBK. mad. 146) gereğince- 10 yıllık zamanaşımına bağlı olacağı—
Çek bordrosu belgesinde belirtilen çeklerin, bu bordroda öngörülen yetkili yerde takip konusu yapılabileceği—
İİK’nun 4. maddesi gereğince; icra dairelerinin işlemlerine karşı yapılacak itirazları ve şikayetleri inceleme yetkisinin, icra dairesinin bağlı olduğu (bulunduğu yerdeki) icra mahkemesine ait olduğu—