«İmza itirazı»nın borçlu keşideci tarafından hamile karşı da ileri sürülebilecek bir itiraz (mutlak def’i) olduğu—
Çeki ciro eden kişinin (cirantanın) hamile karşı diğer borçlularla birlikte müteselsilen sorumlu olduğu—
Harcın, itiraz (şikayet) süresi içinde «vezneye yatırılmak üzere» emanete alındığının itiraz (şikayet) dilekçesi arkasındaki şerhten anlaşılması halinde, itirazın (şikayetin) süresinde yapılmış sayılacağı—
Faturaya dayanılarak yapılan takipte borçluya «kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplere ilişkin» «örnek 10 ödeme emri» tebliğ edilmiş olmasının hukuki sonuç doğurmayacağı ve süresiz şikayet yoluyla «ödeme emrinin iptaline» neden olacağı—
Borçlunun icra mahkemesine yapacağı şikayet ve itiraz üzerine verilen kararlar ve yapılan başvuruların zamanaşımını kesmeyeceği—
Takip konusu bonoların taksitle mal satımından dolayı taraflar arasında öde-me vasıtası olarak düzenlendiğinde taraflar arasında anlaşmazlık bulunmaması ve bu satış nedeniyle «muacceliyet sözleşmesi»nin yapıldığının, borçlunun vadesi gelmiş 2 bono bedelini süresinde ödememiş olduğunun ve ödenmeyen bono bedellerinin borç tutarının 1/10’unun üzerinde olduğunun saptanması halinde, alacaklının vadesi gelmemiş olan diğer bedelleri için de icra takibinde bulunabileceği—
Bono ister vadeden önce ister vadeden sonra ciro edilmiş olsun, takip şeklinin değişmeyeceği (yine, «kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile» ta-kibe konulabileceği)—
Açıkça takip konusu senede atıf yapmayan ödeme belgesinde yer alan ödemelerin alacaklı tarafından kabul edilmedikçe senet bedeline mahsuben yapıldığının kabul edilemeyeceği, ibraz edilen dekont, makbuz, ödeme belgesi vb. belgelerde, açıkça takip konusu senede (senetlere) atıf yapılmamış olması halinde, ödemenin takip konusu senet (senetler) için yapılmış olduğunu borçlunun isbat etmesi, aksi takdirde itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Vâde tarihi gösterilmemiş olan bononun, düzenlenme (keşide) tarihinden itibaren bir yıl içinde ibraz edilmesi gerekeceği ve bu sürenin bitiminden itibaren de üç yıl geçince zamanaşımına uğrayacağı—
«Takip talebi» ile «ödeme emri»nde, takip konusu yabancı para alacağının «harca esas değer» olarak Türk parası karşılığının gösterilmiş olması halinde, İİK.’nun 58 ve 60. maddelerindeki zorunluluğunun yerine getirilmiş olacağı–