İcra takibi sırasında, takip kesinleştikten sonra borçlunun ölmesi halinde mirasçılara yeniden -takibin şekline göre- «ödeme emri» veya «icra emri» gönderilemeyeceği, sadece «takibin kendilerine karşı devam ettirmek istendiği» hususunun mirasçılara tebliği ile yetinileceği, buna rağmen mirasçılara yeniden ödeme (icra) emri gönderilmesi halinde, mirasçıların miras bırakanın ölümünden önceki, kesinleşmiş işlemlere itiraz edemeyecekleri, «mirasçı olmadıklarını», «mirası reddetmiş olduklarını» bildirebilecekleri ya da İİK. 71 uyarınca «itfa, imhal, zamanaşımını» itirazında bulunabilecekleri-
«Takip talebi»nde ve «ödeme emri»nde, takip konusu yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının gösterilmemiş olmasının Devletin hükümranlık haklarına ve kamu düzenine aykırılık teşkil edeceği, bu nedenle icra mahkemesine her zaman -süresiz şikayet yolu ile- ileri sürülebileceği gibi, icra mahkemesince de doğrudan doğruya gözetileceği–
«Takip talebi»nde ve «ödeme emri»nde, takip konusu yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının gösterilmemiş olmasının Devletin hükümranlık haklarına ve kamu düzenine aykırılık teşkil edeceği, bu nedenle icra mahkemesine her zaman -süresiz şikayet yolu ile- ileri sürülebileceği gibi, icra mahkemesince de doğrudan doğruya gözetileceği—
«Aval veren» konumunda olan kişinin senet bedelinden «keşideci gibi» sorumlu olacağı—
«Takip dayanağı senetteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı» doğrultusundaki itirazın «imza inkarı» niteliğinde olduğu—
Çekle ilgisi olmayan kişiye yapılan ödemenin borçluyu -kural olarak- borçtan kurtarmayacağını—
«Şirketin borçtan sorumlu olabilmesi için iki imza ile temsil edilmesi gerektiği, oysa senette tek imza bulunduğu»nun ileri sürülmesi halinde «borca itiraz»da bulunulmuş olacağı—