Davalı kurum ile aralarında 2012 yılı eczane protokolünün imzalandığını, bu protokole aykırı işlem yapıldığı gerekçesi ile hakkında kurum tarafından 8.590,45 TL cezai işlem uygulandığını ve 1.718,09 TL ilaç bedelinin tahsilinin de talep edildiğini ileri sürerek davalı idare tarafından uygulanan cezai işlemin iptaline, murazanın giderilmesine-
Menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda davacı ile borçlu şirket arasında ticari ilişki olduğu ancak haciz ihbarnamesinden önce borçlarını ödediği, davacının borçlu olmadığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulü gerektiği-
Senedin rakamla yazılan kısımda tahrifat olmasından dolayı el yazısı ile yazılan bölüme itibar edilemeyeceği-
Menfi tespite ilişkin (davanın reddi veya kabulüne) dair ilamın icra takibine konu edilmesi için kesinleşmesi gerektiği- Menfi tespit ilamının esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden feri'leri olan vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümünün de ayrıca icra takibine konu edilemeyeceği-
Talep edilen birikmiş nafaka alacağından borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasının aile mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Menfi tespit davasına ilişkin ilk karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden, bozma üzerine, davacının daha yüksek meblağda borçlu olmadığının tespitine karar verilemeyeceği-
Davacının aleyhine, takip dosyalarında takip konusu yapılan senetlerin teminat amaçlı verildiği, borcu olmadığı iddiasının usule uygun ve kesin delillerle ispat edilemediği, davalının tazminat isteminin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi gerektiği ve asıl alacak tutarının takdiren % 20 ‘si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesi gerektiği-
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyeceği-
Tamamen doldurulmamış açık poliçe düzenlenebileceğinden senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacının bu hususta yazılı delil sunamadığı, davacının dava konusu bonodan dolayı davalı bankaya borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddi gerektiği-
Dava konusu taşınmaz üzerinde mevcut ipoteğin, taşınmazın eski malikinin kefalet dahil tüm borçlarını kapsadığı, davacının tüm hukuki vecibeleri ile birlikte ipotekli olarak taşınmazı satın aldığı ve ipoteğin sıhhatine engel teşkil edecek hiçbir hususun somut olayda gerçekleşmediği ve bankanın bu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla kefalet alacağını tahsil etmesinin yasal ve yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine gerektiği-