Davacı borçlunun ödeme iddiasını ispat etmesi gerektiği- Davalı alacaklının kısmi ödemeye ilişkin ikrar niteliğindeki beyanı da gözetilerek menfi tespit davasında bir karar verilmesi gerektiği-
TBK. mad. 117 gereğince faiz talep edebilmek için alacaklının borçluyu temerrüde düşürmesi gerektiği, davalı tarafın takip konusu alacağa ilişkin davacıyı temerrüde düşürdüklerine dair herhangi bir delil ibraz edilmediğinden davacının icra takibinde talep edilen faizden sorumlu olmadığı-
Kural olarak, borçlu tarafından İİK’nun 72/3. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesinin istenebileceği, borçlunun, mahkemece tayin edilen teminattan ayrı olarak icra müdürlüğüne talep anına kadar fer'ileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunun tamamını karşılayacak şekilde nakden veya her an paraya çevrilebilir muteber, kesin banka teminat mektubunu vermesi halinde alacaklı tarafından takibe devam edilemeyeceği- Borçlu tarafından, dosya alacağının tamamının icra dairesine depo edilmiş olması halinde, mahkemece, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
6. HD. 06.10.2016 T. E: 3887, K: 5760-
Davacının, dava dışı şahsın davalı banka ile akdedilen tarımsal kredi sözleşmesine kefil olduğu, aleyhine davalı banka tarafından icra takibi yapıldığı, davacının kefaletinin yasa gereği kendiliğinden sona erdiği, davacının sözleşmedeki kefalet nedeniyle borçlu sıfatının kalmadığı-
Takibe konu senedin tedavüle çıkmadan önce tüm unsurları taşımakta olup, eksiksiz bir şekilde takibe konulduğundan ve davacı tarafın tedbir talebi üzerine icra veznesindeki paranın davalıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilip infaz edildiğinden davanın reddi gerektiği-
Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu ve davaya dayanak kambiyo senetleri bu sözleşmeden kaynaklandığından davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Takip ve dava konusu senetteki imza davacıların murisine ait olmadığından davacıların senetten dolayı borçlu olmadıkları, davalının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu-
Davalının, miras hakkına teminat olmak üzere davacıya boş senet imzalattığı, daha sonra bu teminat senedinin muvazaalı olarak diğer davalıya ciro edildiği ve davacı aleyhine icra takibine girişildiğinin iddia edildiği ve davalılara davacının borçlu olmadığının tesipiti istenen davada, davacının iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, açıkça yemin deliline dayanılmadığından yemin teklifinin hatırlatılmadığı gerekçesiyle ispat olunamayan davanın reddi gerektiği-
Nispi oranda vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ve hüküm kısmında yargı harçları konusunda karar verilmemesinin doğru olmadığı-