Menfi tespit davası sonucunda davacının borçlu olmadığı miktar belirlenip bu miktar üzerinden bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda olumlu tespit kararı ile birlikte icra takibinin devamı yönünde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Araç kiralama sözleşmesi uyarınca verilen bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkin davada, davacının senedin sözleşme ekinde boş olarak teminat amacıyla verildiğini iddia ettiği, davalının ise borç para karşılığında senet alındığını savunduğu, somut olayda ispat yükünün davacıya ait olduğu, mahkemece davalıdan sözleşme aslını ibraz etmesi istenip bilirkişi incelemesiyle senedin sözleşme altından kesilip kesilmediğinin belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedinde bedelsizlik iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- Davalı lehtar şirketin yetkilisi bu senedin teminat amacıyla alındığını belirtmiş ve  diğer davalı hamil davayı kabul etmemişse de,  hamilin eşi, şirketin ortağı olduğundan, hamilin, şirket tarafından alınan senedin bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğu- 
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne, menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabi olduklarından, ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olmasından dolayı, ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesinin hatalı olduğu-
8. HD. 31.01.2017 T. E: 2016/17452, K: 900-
Menfi tespit davası-
Dava konusu bononun davacının davalıdan aldığı kredinin teminatı olarak verildiği tarafların kabulünde olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı bankanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı belirlendiğinden, bononun teminat altına aldığı alacak gözetilerek delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davanın, taraflar arasında düzenlenen araç kiralama sözleşmelerinden kaynaklandığı, her ne kadar dava konusu kambiyo senetlerinden dolayı menfi tespit isteminde bulunulmuş ise de, her iki tarafın da bu senetlerin kira sözleşmelerinin teminatı olarak verildiğini kabul ettikleri, hal böyle olunca somut olayda uyuşmazlık TTK’da düzenlenen kambiyo senetleri ile ilgili hükümlerden değil, taraflar arasındaki kira sözleşmelerinde yer alan hükümler çerçevesinde tarafların birbirlerine karşı olan edimlerini yerine getirip getirmedikleri konusunda toplandığından, uyuşmazlığın çözümünde 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesi uyarınca görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu, aynı Yasa'nın 114. maddesinde görevin dava şartları arasında sayıldığı, 115. maddesinde ise dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceğinin hüküm altına alındığı, bu durumda mahkemece davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İstirdada karar verilen miktara ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-