Dava dışı kişinin davalı bankadan kullanmış olduğu tarımsal krediye kefaleti nedeniyle davacı hakkında icra takibi başlatıldığı, Bankadan 20/08/2002 tarihinden önce çekilen tarımsal kredilere kefil olanların sorumluluğunun yasa gereğince yürürlük tarihi olan 12/04/2011 tarihi itibariyle sona erdiği, davaya konu kredinin anılan tarihten önce kullandırılması nedeniyle yasa kapsamına girdiği, bu itibarla davacı kefilin borçtan sorumluluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulünün isabetli olduğu, ancak icra takibinde, davalı bankanın kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden, aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlunun imza inkarı dışında, takibe konu senetteki yazının sahteliğini ileri sürmesi, borcu itiraz niteliğinde olup, borçlunun borçlanma iradesi dışında başka amaçla atmış olduğu imzanın üzerinin bilgisayar ortamında doldurularak kambiyo senedi haline getirildiği iddiasıyla icra mahkemesinde görülmekte olan uyuşmazlıkla ilgili olarak HMK'nun 209. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı- Kambiyo senetlerine özgü takipte borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamayacağı gibi takibin durdurulmasına da karar veremeyeceği, icra mahkemesinin, İİK. mad. 169/a-2 uyarınca itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebileceği- İcra mahkemesince takibe konu alacakla ilgili bir karar verilmiş olmasının, aynı alacak hakkında genel mahkemelerde dava açılmasına engel oluşturmayacağı- Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davasında, mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibini durdurulabileceği- Mahkemece, İİK'nun 169/a ve devamı maddeleri kapsamında borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, takibe konu senet ile ilgili olarak ceza mahkemesinde görülen davaya, davacı tarafça müdahale talebinde bulunulduğu, ancak takibe konu imzası inkâr edilen senedin iptalinin istenmediği gerekçesiyle davacının itirazının reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Çekin zamanaşımına uğraması halinde kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirileceği, ancak arada temel ilişki varsa çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılarak alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceği- davacı-borçlu keşideci ile davalı lehtar arasında temel ilişki bulunduğundan, zamanaşımına dayalı çekten dolayı alacağın varlığının ispat yükümlülüğünün menfi tespit davasındaki davalı-alacaklıya ait olduğu-
İcra takibine konu bonolardaki lehtar ciranta imzasının sahteliği ve ödememe protestosu keşide edilmediğinden müracaat hakkının sona erdiği iddialarına dayalı istirdat istemine ilişkin davada, mahkemece davacının imza inkarı üzerinde durulduğu halde ödememe protestosunun bulunup bulunmadığı yönünden bir değerlendirilme yapılmamış olmasının hatalı olduğu-
Bonoların ön yüzünde yazan "Devir Teminat Senedidir" ibaresinin senetlerin teminat senedi olduğunu gösterdiği- Bonoların teminat nedeni olarak verildiği devir işlemi hususunda anlaşmazlık bulunduğunda, bonoların neyin teminatı olduğunu, bu ilişkiyi yerine getirip getirmediğini ve bu ilişki nedeniyle oluşan alacağını davalının kanıtlaması gerektiği-
Davacı vekilinin davalı tarafından müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bono bedelinin ödendiğini, davalı hakkında tefecilik suçundan açılmış bir çok davanın bulunduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiği davada, davacının iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddi ve koşulları oluştuğundan davalı yararına %20 tazminata karar verilmesinin onanması gerektiği-
Davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) niteliğinde olup bu ikrarda kanıtlama yükümlülüğünün, ikrar eden tarafa değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) ait olduğu ve davacının, davaya konu paraların borç olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu; buna bağlı olarak, davalının ödünç ilişkisini kanıtlama yükümlülüğü bulunmadığı- Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu ve bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Kredi kartlarından kaynaklanan uyuşmazlıkta asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı alacağın temlikinden kaynaklı yapılan ödemelerin istirdatı istemine- Öğrenme tarihi itibariyle azlin hukuki sonuçlarını doğuracağı-