Davacı şirketin ticaret sicil kaydının dava açılmadan önce terkin edilmiş olması sebebiyle, tüzel kişiliğinin ve taraf ehliyetinin sona erdiği, davacı şirket yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, diğer davalılar yönünden ise, davacılara menfi tespit istemlerini açıklamaları için 2 haftalık kesin süre verildiğinden ve davacıların süre geçmiş olmasına rağmen herhangi bir açıklamada bulunmadıkları ayrıca icra müdürlüğüne başvurarak kapak hesabı yaptırmak suretiyle borç miktarını öğrenebileceklerinden dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı-
Davalı bankanın ilgili şube kayıtlarının yerinde incelenmesi sonucu gerek mevcut kayıtlar ve gerek bankacılık uygulaması açısından davacının sözleşme limitinin sözleşmenin tanzim tarihinden sonra yazıldığı yönündeki iddiasının somut olarak ortaya konulamadığı, kredi borcunun dava dışı asıl borçlu ile davacının kefil sıfatıyla imzaladığı yeniden yapılandırma sonucunda ödeme planına bağlandığı, davacının iddiasını yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddi gerektiği-
Çek bir ödeme vasıtası olduğundan çeke konu malların teslim edilmediğini ispat külfetinin davacı-borçluya ait olduğu, bu hususta tanık dinlenemeyeceği, dava dilekçesinde yemin deliline de açıkça dayanmadığı, davacının çeklerin avans olarak verildiğini ispat edemediği gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Çekteki keşideci imzası davacı şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığından imza inkarının çeki elinde bulunduran herkese karşı ileri sürülebileceği ve davacının diğer davalılara borçlu olmadığının tespiti gerektiği- Yargılama aşamasında davalı hakkındaki davadan feragat edildiği gerekçesiyle davalı aleyhine olan davanın reddinin gerektiği-
Mahkemece takip ve menfi tespit davasına konu çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takibine konu çek nedeniyle davacının borçlu bulunmadığının tespitine, şartları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davaya konu çek üzerindeki ciro zincirinin düzgün olduğu, davacının "çekin elinden rızası hilafına çıktığı" ve "davalıların çeki iktisapta kötü niyetli olduklarını" ispatlamayamaması karşısında, istirdatt davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-