Tasarrufun iptali davalarının, İİK’nun 281.maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalardan olup HMK’nun 2. maddesinde de belirtildiği üzere genel mahkemelerde görülmesi gereken davalardan olduğu- Basit yargılama usulüne tabi tasarrufun iptali davasına karşı açılan menfi tespit davasının yazılı yargılama usulüne tabi olması, tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle karşı dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi yargılamaya ayrı esas üzerinden devam edilip taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken her iki davanın birlikte görülmesinin isabetli olmadığı- Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde koşullarının bu davanın tasarrufun iptali davasının ön koşulu olan gerçek bir borç ilişkisinin varlığını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası bozma kararına uyularak-
Davalının tefecilik yapmasının başlı başına senedi davacının iradesi dışında borç ilişkisinden farklı olarak doldurulduğu anlamına gelmediği-
Taraflar arasındaki protokole göre çeklerin bedelsiz olduğu, menfi tespit davasında davalı olarak yer alan şirketin aktiflerini devralan şirketin İİK. mad. 280/4 ve TTK.mad. 687/1 gereği davacı borçlunun bilerek zararına hareket ettiği gerekçesiyle, dava konusu çeklerden dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti gerektiği-
Toplanan delillere ve benimsenen Adli Tıp Kurumu raporuna göre, takibe dayanak senetteki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/3538 sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe konu .. vade tarihli ve .. TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Kendisine ait araç için davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlendiğini, bu aracın neden olduğu kaza sonucuiki şahsın öldüğünü, sigorta şirketi tarafından bu kişilerin ölümü nedeni ile mirasçılarına ödeme yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün olay sırasında alkollü olduğunu, olayın da alkolün etkisi ile meydana geldiği ileri sürülüp ödenen tazminatın davacıdan tahsil edilmesi için icra takibinin başlatıldığını,süresinde itiraz edemedikleri için icra takibinin devam ettirildiğini, olayın sırf alkolün etkisi ile meydana gelmediği için davacıya rücu edilmesinin mümkün olmaması nedeni ile öncelikle icra takibi ile talep edilen tazminat yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitini isteyen davacının, icra takibine konu asıl alacak, işlemiş faiz ve diğer ekler nedeniyle davalı sigorta şirketine borçlu olmadığının kabul edilmesi gerektiği-
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceği-
Kira farkı alacağının sorumlu olmadığının tespiti ile ödenen miktarın davalıdan istirdatı istemi-
Menfi tespit davası bozma kararına uyularak-