Menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin davada, dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartının bulunduğu- Somut olayda davanın arabuluculuğa başvurulmadan açıldığı, dava dilekçesi ve eklerinde arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylı suretinin sunulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verileceği-
İİK m.72 uyarınca, menfi tespit davası üzerine "icra takibi durdurulmamışsa" , menfi tespit davasının reddine karar verilmiş olması halinde, davalı-alacaklı lehine %20 tazminata hükmedilemeyeceği-
Menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse bile, yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartı aranması gerekeceği- Somut olayda, takip dayanağı ilamın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, takip dosyası nedeniyle davacının davalıya ödemiş olduğu 360.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiğinin görüldüğü- Bu durumda anılan karar, yargılama aşamasında istirdata dönüşen menfi tespit davasına ilişkin ilam niteliğinde olduğundan kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
Uyuşmazlık, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir...
Takibe konu bonolarda yazı ve imzada sahtelik iddiaları üzerine icra mahkemesince nasıl bir yol izlenmelidir?
Borçlu tarafından rapora itiraz edilmiş olması da dikkate alınarak, mukayese belgeler ve huzurda borçludan alınan imza örneklerinin tamamı üzerinde, üç kişilik bir bilirkişi heyetince yukarıda belirtilen niteliklere uygun şekilde yaptırılacak detaylı inceleme neticesinde alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- İmza incelemesinin yapılma şekli- "İmzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu göz ardı edilmeden ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya gidilmemesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin İİK m. 89/3 kapsamında dava açabileceği- Menfi tespit davasının (iİİK m. 72) ise takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olduğu, üçüncü kişinin bu davayı açamayacağı-
Kambiyo senetlerine mahsus takipte borçlunun imzaya ve borca itiraz etmesi ve icra mahkemesince itirazın kabulü ile takibin davacı-borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmesi ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi üzerine, borçlunun kendisinden tahsil edilen ve alacaklıya ödenen paraları İİK m. 361 uyarınca geri istemesinin mümkün olmadığı- Ortada yanlışlıkla ödenen veya ödeme tarihi itibariyle fazladan yapılmış bir ödemenin ya da yanlış kişiye yapılan bir ödemenin mevcut olmadığı, takip borcuna ilişkin ve mevcut duruma uygun olarak yapılmış bir ödeme söz konusu olduğundan takibin durdurulması isteminin kabul edilmiş olmasının borçlu tarafından yapılan ödemeyi hükümsüz kılmayacağı, anılan istemin borçlu tarafından genel mahkemelerde açılacak istirdat davasında tartışılması gerektiği-
Davanın yapılan kaçak tahakkuku nedeniyle menfi tespit ve elektriğin kesilmemesi ile takibe konulmaması yönünde ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin olduğu, mahkemece davacının elektriğin kesilmemesi ve takibin durdurulması taleplerine ilişkin iki ayrı ihtiyati tedbir talebinin her bir talep yönünden alacağın % 20'i oranında teminat yatırılması koşuluyla kabul edildiğinin görüldüğü, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede davacı tarafça alacağın % 20'i oranında tek teminat yatırıldığı anlaşıldığından kararda iki ayrı teminat alınmasına karar verildiği halde tek teminat yatırılması nedeniyle davacı tarafa yatırılan teminatın elektriğin kesilmemesi veya takibin durdurulması taleplerinden hangisine yönelik yatırıldığı açıklattırılarak, diğer talep yönünden teminatın yatırılmaması nedeniyle ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağını değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu bonolarda yazı ve imzada sahtelik iddiaları karşısında imza mahkemeleri nasıl bir yol izlemelidir?