Kişisel hak niteliğindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan hakkın, tapu kaydına işlemekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanacağı, Tapu Kanununun 95. ve MK’nun 1009. maddeleri uyarınca beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceğinden bu süre dolmadan alıcının dava açıp taşınmazını adına tescilini sağladıktan sonra, üçüncü kişiler tarafından taşınmazı satmayı vaad etmiş olan (önceki malikin) borcundan dolayı taşınmaz üzerine -satış vaadinin tapuya şerhinden sonra- konulmuş olan hacizlerin kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği -Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, tapuya şerh edilmiş olsa dahi, alıcı adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe, mülkiyetin alıcıya geçmesini sağlamadığından, tapuda malik görünen satıcının borcundan dolayı taşınmazın tapu kaydına haciz konulmasını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin önlemeyeceği–
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde, sırasına itiraz edilen -yapılan şikayetten hukuki durumu etkilenecek olan- alacaklı ya da alacaklıların «karşı taraf» olarak gösterilmesi (eğer gösterilmemişse; icra mahkemesince bu kişilerin duruşmaya çağrılması) gerekeceği–
Üçüncü kişinin, -taraf olmadığı takipte- borçluya yapılan tebligatın usulsüzlüğünü şikayet konusu yapamayacağı–
İcra dairesinde yapılan ihaleler hakkında, icra mahkemesinde açılacak ihalenin bozulması davasında; borçlu, alacaklı ve alıcının karşı taraf olarak gösterilmesi (gösterilmemişse; davaya dahil ettirilmesi) gerekeceği—
Şikâyetlerde icra müdürünün değil ilgililerin -yani; «alcaklı» ve «borçlu»nun- hasım gösterilmesi–
«İhalenin feshi talebinin reddi»ne ilişkin kararların maddi anlamda kesin hüküm (HUMK. 237; şimdi; HMK. 303) teşkil ettiği (ve bu nedenle bu kararlara karşı «yargılamanın iadesi» yoluna başvurulabileceği)
Kambiyo senetlerine dayanan takiplerde borca itirazın icra mahkemesinde (tetkik merciinde) duruşmalı olarak inceleneceği–
Pey sürmek suretiyle ihaleye katılmış olan kişilerin -«en yüksek peyi sürdüğünü ve ihalenin kendisine yapılması gerektiğini» ileri sürmeden- ihalenin feshini isteyebilecekleri–
Takip konusu senedin -inşaat, kredi, alım satım vb. gibi- iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme uyarınca düzenlenmiş olması halinde, senet bedelinin tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiğinden icra mahkemesince -İİK. 169/a-VI, c: 1 uyarınca- «borca itirazın kabulü ile takibin iptaline» karar verileceği («görevsizlik kararı» verilemeyeceği)—